12

Blogcu Baba:: Bugs Bunny, V.İ.P, çocuklar nasıl mutlu olur?

Dün akşam Bugs Bunny basketbol gösterisine gittik Erinle. Organizasyondan bir arkadaşımızın davetlisi olarak bilet bulmak sorun olmadı Aaa zaten sorun olmazmış bomboştu. Arkadaşımız bize yerimizi gösterdi. Daha sonra sizi aşağı sahaya alacağım dedi. Yerimize oturduk ve eğlenceli olabilecek tüm aktiviteleri ve oyunları Erinle keşfetmeye çalıştık. Sahayı yukarıdan görmek hoşuma gitmişti. Kamera geniş açılı olduğundan her şeyi zoom yaparak gayet net ve ayrıntılı çekebiliyordum. Erin daha sonra bunları seyrederken çok mutlu oluyor çünkü. Birde ben onun kafasında gerçek olarak oturmuş görselleri televizyonda seyretmesini daha doğru buluyorum. Erin de bunu çok seviyor. Oyun sırasında dikkat edemediği bir çok ayrıntıyı yakalama fırsatı buluyor bu tekrar seyredimlerde.

Birde söylemeden edemeyeceğim pek öyle VIP işlerini de sevmem. Özellikle insan sevgi modelime çok uygun bir statü değildir. Mümkünse uzak durmaya çalışırım.

Arkadaşımızı arayıp yerimizin çok güzel olduğunu içeri sokmak için uğraşmamasını rica ettim.

Bu tür bir organizasyon fikri sanırım Bugs Bunny filminden sonra ortaya çıkmış. Filmdeki olay örgüsünün aynısını burada da yapmaya çalışmışlar.

Bir takım gayet büyük boylu abi’ ler den oluşuyor. Bunlar hesapta kötüler takımı. Hakem de hep bu tarafı tutuyor. Karşısında Sevimli kahramanlarımızın da yedek oyuncu olduğu minikler takımı var. İbrahim Kutluay bu minik tarafında. İyiler takımı yani. İşte binbir dalavere ile minikler takımı yeniliyorken, Kutluay oyuna giriyor ve bitime çok az kala minikler oyunu kazanıyor. Kahramanların konu ile yakından uzaktan alakası yok. Kenarda sevinme hareketleri yapıyorlar. Birazda saha çevresinde olan çocuklarla selamlaşıp poz veriyorlar.

Tamam buraya kadar bir şey yok. Ama zaten sorun da buradan sonra başlıyor. Çocuklarla oynaşan kahramanları görünce Erin de onların yanına gitmek ve konuşmak, onlara dokunmak istiyor. Bir oyun evi etkinliğimizde bu kahramanlarla karşılaşmış ve çok eğlenmiştik. Haydi gidelim baba dedi. Bende kırmadım. Nasıl olsa bir yol buluruz diye karşı tarafa sahanın yakınına gittim. Burada bu kahramanlar için bulunuyoruz. Bir yerlerde sürekli dolanacaklardır. Bizde onlarla oynarız diye düşünüyor insan. Öyle olmuyor ama.

Benim içeri girmem mümkün değil. Erini sarkıttım ve sahaya bıraktım. Ben tweety’nin yanına gideceğim dedi. Git dedim. Güvenlik görevlisinin nöbet tuttuğu kapıya yöneldi. Adam eğildi. Erin derdini anlattı. Adam olumsuz cevap verdi. Erin geldi yanıma alt dudak sarkık. Ama ağlama yok daha. Saha kenarları yüksek. Ne olduğunu sordum. “Ben tweety istiyorum” dedi. “Git babam gir” dedim. Tekrar görevlinin yanına gitti. Bu sefer görevli Erin’in başını severek ve üzülerek bana yasak işareti yaptı. Erin başladı ağlamaya. Erin’i aldım bu durumla baş etmesini sağlayacak desteği vermeye çalıştım. Üzülen görevli bana “birazdan buradan geçecekler, o zaman görebilir” dedi. Tamam buraya kadar da sorun yok. Bende öyle tahmin etmiştim. Maç ya da saha içi biraz zor olmalı zaten herkes oraya girerse ortalık çok fena olur. Mantıklı da değil zaten. Maç bitsin ortalıkta galibiyeti hep beraber kutlarken Erin’in de istedikleri olmuş olur diye düşündüm. “Gelecekler babacım” dedim.

Ama maç biter bitmez bu kahramanlarımız sağa sola bile bakmadan ortadan kaçarak kayboldular. Ben bile sesimi duyuramadım. Hem de 1 metre yanımızdan geçtiler. Geçmediler kaçtılar yani. Ding dong. İşte burada sorun var.

Şimdiye kadar size sadece yaşadığımız geceyi anlattım. Biraz uzun oldu belki de. Ama ben sormadan ve sorgulamadan edemeyeceğim. Bu organizasyonlar niçin vardır? Niye yapılırlar? Organizasyona insanların niçin katılması beklenir. Verdikleri parayı hak edecek ne bulurlar içinde ya da bulmalılar.

Gecenin tamamı bu değildi tabii. Büyük oranda dansçılar, basket show yıldızları vardı ama davranışlarından anladığım kadarı ile tamamı yerli yurdum insanı idi. Hatta kahramanların içinde kostümleri taşıyan insanlar da yerli yurdum insanıydı anlaşıyordu. Herkes de yapılan işe olan inançsızlık enerjisizlik, iş bitse de gitsek durumu hakimdi. Sahada ki dramatik örgü o kadar kötüydü ki hiçbir seyircinin bundan keyifli bir ayrıntı çıkardığını sanmıyorum. Zaten seyircinin mutsuzluğu suratlarında da belliydi. Çocuklar sandalyeler üzerinde kovalamaca oynuyordu. Sahada İbrahim Kutluay kendi çocuğu ile oyunlar oynuyor. Sahaya bir eyleme katkısı sağdan soldan hatırlatıldığında gidip bir şeyler yapıp geri dönüyordu. Yine saha içerisinde çocuklar olaydan tamamen kopmuş kahramanların peşinde onları bir oyuna çekebilme gayreti içerisindelerdi. Tabii saha içinde ki anne babalar tribündekilere göre daha şanslı hissediyorlardı. Çocuklar kahramanları görmüşler, onlara dokunmuşlardı. Çocukların mutlu olması için gerekli her şey olmuştu.

Peki gerçekten çocuklar mutlu olmuşlar mıydı. Ya VIP olmayan tribün çocukları? Onlarda para ödememişler miydi? Kahramanların yakınına bile yaklaşamadılar. Organizasyon bittikten sonra kulis dahil her yeri taradım Erin ile. Kimse yoktu. Yangından mal kaçırır gibi kahramanlarımız yok olmuşlardı. Neden kahramanlar çocuklardan bu kadar uzak? Neden maç biter bitmez ortadan yok oldular? Kutluay bile saha da daha çok kaldı. Neden birkaç kostüm daha fazla ayarlanarak saha dışında insanların bunlara ulaşması ve fotoğraf çektirebilmesi sağlanamadı. İnsanlar dışarıda bir poster önünde sıraya girdiler ve kağıt parçasının yanına çocuklarını yerleştirip fotoğraf çektiler. Neden benim insanım bunu kendine layık görecek kadar farkındalıksız.

İnanın bana orada o kadar pahalı organizasyona ışığa insana gerek bile yoktu. Sahaya çocukları çeşitli yaş gruplarına göre toplayın. Onlarla yaşına göre oyunlar oynasa kahramanlar kesinlikle çocuklar için daha iyi bir şeyler olabilirdi. Onların istediği gerçekten çok fazla değil. Elini tutmak, selamlaşmak, merhaba dendiğinde merhaba diye el sallanması. Birde belki bir basketbol topunu paylaşmak. Havada uçarak basket atan adam gerçekten o kadar ilginç mi çocuklar için. Birbirleri ile boks maçı tadında çekişen dansçı erkekler ve kadınlar. Bunun da ilginç geldiğini sanmıyorum çocuklara. Kötülere karşı savaşmak, birlik olmak. Bu kadar büyük bir sahnede bunu anlatmak zaten mümkün değil. Eeee. Ne kaldı geriye. Bugs Bunny  gösterisine gidip farklı olmak “sanrısından” başka çocuklara ne verebildi bu organizasyon? Ne olur giden birisi varsa bana da anlatsın. Anlayamıyorum çünkü. Çocuklar için bir şey yapmak bu kadar zor mu bu ülkede?

Birde biz büyükler içleri boş sanrılarla yaşamaktan, …muş gibi yapmaktan niye uzak duramayız gerçekler zordur diye mi acaba?

08.02.2010

Alpay Oğuş

Paylaş :=)

Yorumlar (12)

  1. Yanıtla
    Bulunur Hint Kumaşı :

    Ruhsuz insanlar, ruhsuz organizasyonlar! Sevgili Kutluay’ın çocukları mutlu ya, diğerlerinin ne önemi var?

    Ben okurken büyük hayal kırıklığı yaşadım, kim bilir Erin ne kadar üzülmüştür:((

  2. Yanıtla
    Açalya :

    yazik olmus, gazetede gormustum, zaten haberi verirlerken sadece Kutluay ailesinin ve `cemiyet` ailelerinin cocuklariyla binbir pozundan baska birsey koymadiklarindan, anlamamistim olayi, `herhalde bir cemiyet haberi yine` deyip gecmistim…demek bir `etkinlik`mis(!)
    uzuldum

  3. Yanıtla
    berna :

    Bizim sorunumuz, çocuklarımızın da birer “birey” olduğunu, saygıyı, ilgiyi hakettiklerini düşünmememizden kaynaklanıyor. VIP olmayan çocuklar adına üzüldüm 🙁 Aslında ülkemizin çocukları adına üzülüyorum 🙁

  4. Yanıtla
    minel :

    Ben görevlinin “birazdan buradan geçecekler ozaman görebilir” kandırmacasında kaldım..Çocuklar bu kadarmı önemsizler ki kandırıp o anı geçiştirebileceklerini sanıyorlar..
    Ben oğluma şimdiye kadar hiç yalan söylememeye çalıştım,verdiğim sözler neyse hep tutmaya çalıştım ve onu hiç kandırmadım.. Dolayısıyla orda Erinin hayal kırıklığı gözümün önüne geldi bir an..

  5. Yanıtla
    zehra :

    Maalesef organizasyon işinde kötüyüz.
    Giden tüm arkadaşlarım mutsuz döndü.
    Tamda dediğiniz gibi aman bitsede gitsek diye yapılan herşey böyle çuvallıyor.
    Organizasyona yer alan herkesin hatası..

  6. Yanıtla
    alpiharikalardiyarinda :

    Insanlarin beklentileriyle ilgili sanirim bu. Bircok ebeveyn; cocuklarina degisik, eglenceli,vs bir gun gecirmenin huzuryla elerine gitmistir. Bu gosteriyi izlemedik ama genellikle boyle olmuyor mu? Sorgulamak da neyin nesi?

  7. Yanıtla
    asli budak :

    Sevgili Erinin sevgili babasi,
    butun bu sacmaligi o kadar efendice anlatmissin ki, cok fazla, gittik biz de, kizimizi degil, yegenimizi goturduk, iyi ki bir kisi gitmisiz:))) ben bu kadar efendi olamayacagim, terbiyesiz adamlar, terbiyesizler, organizasyonda cuvallamak ta degil bu,organizasyon oydu iste, onlar eglendiler biz baktik,

  8. Yanıtla
    Blogcu Anne :

    İnsanın eli kolu bağlı olup da çocuğuna istediğini veremeyince karşısına çıkanı parçalamak istiyor. Ben de o güvenlik görevlisinin yalanına taktım olayı.

    Maalesef bu tür organizasyonlar birilerinin diğerlerine caka satmasından öteye geçemiyor. Çok üzücü…

  9. Yanıtla
    AyçA :

    Bence aslında hepimiz hayal kırıklıkları yaşıyoruz. Ben bugün 33 yaşındayım ve hala her gün hem de hiç ummadığım hem de ailem tarafından bile hayal kırıklıkları yaşayabiliyorum. Erin’in bu anlamda hayal kırıklığı yaşamasına üzülmedim. Erin bir şeyin hayır olduğunu bilir üstelemez. Ben orada değildim ama Alpay hayır dediğinde kahramanların yanına gitmek için üstelememiş taa ki o kahramanların yanına “bazı” çocukların gittiğini görene kadar. Oğluma hayvanlar çifliğini (george orwell – hayvanlar çiftliği kitabı) okuyabilecek yaşı gelmediğinden, bütün hayvanların eşit ama bazılarının daha eşit olduğunu anlatamayacağımdan pek tabii ki O’na kahramanların yanına gitmemesi gerektiğini nasıl anlatabileceğimi henüz bulamadım.Sadece oyunculardan biri yanından geçerken havlu bilekliğini vermiş ” bunu sana Bugs Bunny yollamış ” diyerek mutlu olmasını sağlayabilirim. ( bunu sağlayan Alpay tabii ben orada değildim yineliyorum) Ve inanın o bileklik günlerdir kolundan çıkmıyor!!

    Küçük bir çocuğa hayır anlatmak zordur.Anlaması şanstır. Ama anladığı hayırın başka çocuklar için geçerli olmadığını görmek kavram karmaşasıdır. Ya hiç birini sokmayacaksın ya tüm çocuklar için birşeyler ayarlayacaksın. Sadece adını duyurmak için organizsayona para dökmüyorsan tabii.

    üstelik iki çocuğu olan bir babanın hem de topluma mal olmuş bir İbrahim Kutluay babasının bunu görmemiş olması çok yazık. Gazetelerde boy boy annelik- babalık dersleri verirler oysa ki..
    Çok kızdım ben çok.

    Maalesef işte “bütün hayvanlar eşit ama bazıları daha eşit!!”
    ve ben bu ülkede bunu her zaman yaşıyorum.

  10. Yanıtla
    K.İ.S.D. :

    Buna tepki verecek kadar “farkında” olduğunuz için Erin şanslı bir çocuk.

    Sevgiler.

  11. Yanıtla
    Didem :

    Sizin yaşadığınız hayal kırıklığını bizde Mickeynin masal dünyasında yaşadık. Daha önce yurtdışında bu tip organizasyonlara gittiğim için beklentimin ne olması gerektiğini biliyordum. Aynı bahsettiğiniz gibi bir posterle çocuğumun resmini çektirmek çok ağırıma gidiyor. Oğlum Hollanda’da Elmoyla çektirdiği resmi hala başucunda saklar. Ki o organizasyon parayla bile değildi. İstersen kendin resim çekebiliyorsun ya da oranın fotografçının resimini satın alabiliyorsun.

    Bizde organizasyon denildiğinde 15 Tlye pamuk şekeri, 10 tlye mısırı satmak sanıyorlar. Biz eğer bunu kabullenmezsek çocuklarımıza da kabullenmemeyi öğretirsek o zaman bir şeyleri değiştiririz. Ben bir yazı yazıp gönderdim bu organizasyonu düzenleyen İstanbul Çocuk Tiyatrosu’na. Ama fazla önemseneceğimi sanmam çünkü bakıyorum da herkes ballandırarak anlatıyor organizasyonu.

    Sevgiler

    • Yanıtla
      AyçA :

      Ah bravo!! ben de bu mickeyi ballandıra ballandıra anlatanlardan dolayı” keşke ona götürseydim çocuğu” diye hayıflanıyordum!!
      Aslında bir kere bu looney kahramanları mohiniyue gelmişlerdi ücretsiz bir organizasyondu ve daha önce fotoğraflarını koymuştum bizim de boy boy kahramanlarla fotoğraflarımız var ki Erin onlara dokunabildiği için çok özeldi :=)
      ama ondan önce gittiğimiz bugs bunny buzda organizasyonu da aynen bahsettiğin gibi 15tlye pamuk şekeri 10tlye mısır üzerine kuruluydu ve yine kahramanlar ortada yoktu!!
      ücretsiz olunca daha mı özenli oluyor ne :=))
      ben de MVP organizasyona bu yazıyı göndermeyi düşünüyorum açıkçası hatta birazdan :=)
      ne kadar önemsenir ? bilmiyorum, dediğin gibi alan memnun veren memnun!!

      aa bir de tabii eğer burada bir fotoğrafçı çekim yapıp satıyorsa fotoları büyük ihtimalle kimse kendi makinesi ile çekemez!!
      bu nasıl ?? :=)

Leave a Reply to minel cevap vermekten vazgeç