20

Yuva tatilse

neler yapılır?

Özlem giderilir..:)

Bu hafta Erin hep evde! Özlemişim.. ama alışmışım da günlük rutine.. yine de umurumda değil.. sabah kahvaltı yapmayı, beraber el işleri yapmayı, parka gitmeyi, yemek yapmayı hepsini hepsini.. evet BEN BIRAKAMIYORUM bunları! Çocuğun şimdi her akşam yatarken” yatçaz kalkcaz potiye mi gidicez?” diye sorması muhtemelen benim beynimdeki soru! ama evet pazar akşamı yatçak kalkçak potiye gidecek.. bu kaçınılmaz.. ama evde olmasının tadını çıkartmak.. paha biçilemez.. zaten grip halinde olduğumuz için pek sokaklara dökülemiyoruz böylece evde vakit geçiyor. Aslında amacım evde biraz sıkılmasını sağlamaktı ama ne mümkün! sıkılınca “anne bana tv açar mısın” diyor. Biliyor anahtar kelimeyi. Tv açılmasın diye iş başa düşüyor!

Bir mickey müzikali programımız cumartesi kulak ağrısı ile iptal oldu! Buna çok üzüldü ama geri dönüşü yoktu olayın çünkü soluğu hastanede aldık. Normalde Erin pek hasta olmaz ama bu cumartesi annem ben çekimdeyken aradı ve ” kafasını koyamıyor ağrıdan, ağlayıp duruyor” deyince, atla getir hastaneye dedim. Yanında olmadığım için durumun vehametini anlayamadım. Cep telefonumu da evde unutmuş olduğumdan annem beni çekim yaptığım ailenin telefonundan arayınca önemli sandım.  Sonuç: muayeneden sonra geçen kulak ağrısı! Olan  mickey müzikaline oldu 🙂 Sağlık olsun. Biz de cuma günü için Pinokyo müzikaline gitmekye karar verdik. Haftasonu çalışıyor olan bir anneye yapılacak en büyük üç kağıttı bu sanırım!

Madem hastasın o zaman evde kalalım dedik.. yeni başlayan mektup arkadaşı zincirmiz için oturup kendimizi tanıtan kartlar hazırladık. Ben kestim Erin yapıştırdı. Üzerine bu aralar en büyük hevesi olan yazı yazmak konusunu tatmin etmek üzere kendi adını ve arkadaşlarını adlarını yazdı. Ertesi günde birlikte postaneye giderek üzerlerine pul yapıştırıp yolladık. Bak postacı geliyor şarkısı eşliğinde postaneyi ve mektup göndermeyi tanıdık! Sosyal ağların ve sanal ortamın bu kadar gelişmesi sonucu unuttuğumuz bu kavramı hayatımıza soktuk. Bundan sonra sık sık postaneden mektup yollayıp postacı yolu bekleyeceğiz. Erin’in talebi üzerine kapımızın yanına posta kutusu da asılacak! Tabii yukarı çıkıp mektup bırakan postacı kaldıysa şanslıyız, korkarım ben mektupları takip edip alıp posta kutusuna koyacağım 🙂

Ve kurabiye yapmak! En büyük keyif benim için.. hamuru beraber yoğurmak ve sonrasında kurabiye kokan soğuk kış günü sıcak bir ev! Tarifini hemen veriyorum. Çok basit

250gr tereyağ ( ben az koydum miktar az oldu böylece)
2 yemek kaşığı bal
1 yemek kaşığı portakal suyu
Bu ikisini karıştırın. Ayrı bir kapta
2 bardak un ( yağ az olunca un da az oldu tabii)
1/2 bardak pudra şekeri ( bunu da az koydum)
1/3 bardak dövülmüş ceviz
1/4 çay kaşığı tuz
bunları tereyağ karışımına ekleyin, yoğurun yumuk ellerle. 3 saat buzdolabında beklesin ( ne mümkün 1 saat ancak bekleyebildik)
Sonra toplar haline getirin ve fırına koyun. Piştiğini kokusundan anlarsınız zaten. Soğuyunca üstüne pudra şekeri serpin der tarif ama ben eser miktarda renk versin diye serpiştirdim

Tatil günlerinde evde bebenizle sıcacık kurabiye kokulu bir akşam üzeri geçirin.

Ertesi sabah da havada parlayan güneşe aldanıp parka gidin! Yuvası tatil olan çocuklar parklarda oynuyorlar 😉 Hep beraber ebelemece oynasınlar, koşsunlar, temiz hava alsınlar..

Hadi sonra “pazar akşamı yatcaz kalkcaz potiye gidicez” cümlesine ikna edin.

Ve son olarak da en çok özlediğim evde müzik dinleyip dans ederken oğlumun fotoğraflarını çekmek kısmı! En keyifli sabahlar dansla başlar!

Paylaş :=)

Yorumlar (20)

  1. Yanıtla
    AycaOgus :

    Yuva tatilse – http://www.pi.web.tr/yuva-tatilse

  2. Yanıtla
    AycaOgus :

    Yuva tatilse – http://www.pi.web.tr/yuva-tatilse

  3. Yanıtla
    Deli Anne :

    Ne iyi olmuş ikinize de yuvanın tatil olması.. dopdolu sıcacık anlar.. Ha bir de geçmiş olsun Ayça’m.. ciddi bir şey yokmuş Allah’tan kulakta. Ben küçüken kulaktan çekmiştim, korkarım o yüzden bu meseleden. Zira büyüyünce iksinden de ameliyat geçirmek zorunda kaldım.. ay ne diyorum.. bu güzel, sıcacık yerde.. öpüyorum

    • Yanıtla
      Ayça Oğuş :

      Ya annem kafasını koyamıyor diyince eyvak dedim olmadı olmadı şimdi birden şiddetli geldi diye endişe ettim .. kulaktan ben de korkarım.. neyse ki birşey çıkmadı!
      :))
      Sıcak kış evlerini seviyorum.. özlüyorum.. hala lohusa kıvamında anne ben!

  4. Yanıtla
    anne café :

    çok tatlı ve rengarenksiniz… ahh ev aktiviteleri ne güzel di mi? maşaallah size. ve çook geçmiş olsun.

    • Yanıtla
      Ayça Oğuş :

      Teşekkürler :)) çook güzel hem de.. şimdi koydum tv karşısına maillerimi cevaplıyorum 😀 bu nasıl ? 😀

  5. Yanıtla
    Şafak Patavi :

    Ayça, ikinizi de tebrik ediyorum.. olay budur! annelerin “eyvah okul tatil” sendromlarıyla o kadar sık karşılaşıyorum ki..hep de çocukların tatilde mutsuz olduğu, ağlayıp sıkıldıkları söylenir. istinye park’ta dolaşmaktan bayılmış çocuk-anne baba arkadaşlarının yemek masasında sıkıntıdan uyuyan çocuk-o etkinlik sesin şu etkinlik benim canı çıkan çocuk tabi ağlar, sıkılır.
    Tatillerin anne, baba ve çocuk için eğlenceli ve işlevsel hale gelmesi için ne mucizevi planlara ne de tonlarca paraya ihtiyaç var aslında..
    dedim ya olay budur 🙂
    iyi eğlenceler 🙂

    • Yanıtla
      Ayça Oğuş :

      Şafak ben de çok duydum ” eyvak iki hafta evde” cümlesini. işin gerçeği ben de nasıl geçeceğini bilemiyordum ve bir çok tiyatro sinema listesi çıkarttım iki gün annem gitsek 3 gün kalsak gibi de planlar yaptım.. sonra kendime geldim: nooluuyoo yahu o benimçocuğum ve o yuvadayken özlüyorum diye yakınıyorum! o zaman evde vakit geçirebiliriz dedim ve bir müzikal etkinliği hariç tüm programı değiştirip evini özlemiş olduğuna emin olduğum oğlumu evde tuttum..ve ben de onunla vakit geçirmekten aldığım keyfi ikiye katladım 🙂 onların istediği sadece beraber olmak galiba.. 1 haftayı kendime de tatililan ettim 😉 teşekkürler…

  6. Yanıtla
    Zeynep :

    O ilk resim varya, severim ben onu minnos ne tatlı gülmüş öyle. Ne güzel ozlem gidermissiniz sekerim, oh sefanız olsun 🙂

    • Yanıtla
      Ayça Oğuş :

      Sizinle de bir özlem giderelim hadi pazar olsun;)

  7. Yanıtla
    berna :

    bu arada gözden kaçan bir şeyide belirtmek isterim
    heyy Erin yazı yazıyoo yahuuu :)) 😯

    • Yanıtla
      Ayça Oğuş :

      :)) evet sinir bozucu derecede hevesli .. bana çekmiş.. ben de 4,5 – 5 yaşında okuyormuşum! ne gerek varsa! :)))şimdi herşeyi heceliyor..isimlerin baş harflerini falan biliyor ! üstünde durmamaya çalışıyorum .. öğrenirse ( ki öğreniyor! ) ilkokulda çekeceği sıkıntıyı iyi biliyorum 🙁

      • Yanıtla
        berna :

        Artık böyle çocuklar için farklı imkanlar var devir bizim devir diil..bence rahat bırak..okumayı yazmayı söküp besteler güfteler yapması,herkes harflerle uğraşırken onun yeni ufuklara açılması fenamı 🙂 tamam ürkütücü olabilir ama imkanları fazlayken neden olmasın

  8. Yanıtla
    elif :

    Kırmızı beyaz çizgili önlükle sana ne kadar benziyor!!!Saçlar da kesilince fotokopi gibi olmuş:)

  9. Yanıtla
    e.t. :

    yuva tatilse ???
    ya anne hafta içi sabahtan akşama çalışıyorsa ???
    bu mantığı halen anlayabilmiş değilim?
    neyseki siz evdesiniz ve neyse ki bizim ki değil 🙂
    erinin alt solda ki dans eden halleri süper 🙂

  10. Yanıtla
    nilay :

    bu yasta hepsi aynı sanırım.
    bizim evde hastane modunda bu hafta. sozde 1 hafta tatil yapacakti. ev sizinkinden farkli degil, bir yanda puzzle ( bayılıyor), diger yanda anaokulu dergileri,meraklı minikler( boyut yayın), diger odada kukla tiyatrosu(kartondan kutudan kestik boyadık)..allahtan TV duskunlugu yok. ama zaman zaman aktivite turetmekte zorlanıyoruz..

  11. Yanıtla
    Elif Ayşe Zorcan :

    Ne güzel, ben de çok güzel hissettim seninle beraber. Ama ben böyle yapamıyorum. Çünkü bir boy küçüğü de var oğlumun. Günün büyük kısmı sadece kardeşine nasıl zarar vermeden onları oynatabilirim ile geçiyor. Kesme yapıştırma yapsak kardeş bozuyor; oğlum kızıyor. Biraz daha güzelleşti iki çocuklu yaşam ama hala istediğim gibi değil. Olacak ama büyüdüklerinde, tabi ben aynı kalırsam 😉

  12. Yanıtla
    Banu :

    Ah Elif hanım hislerime tercüman oldu, benim de iki çocuğum var küçük 6 aylık , büyük kızım 32… bu aralar ikiye bölünmeyip, sinir sistemimnde yerinden kalırda birlikte oynadıkları günü görürsem ne ala. gerçekten yardım almadan yaşları yakın iki çocuk büyütmek ne zor. aktivite yaratmak büyük lüks, sadece günü bitirmeye çalışıyor insan, ama bi taraftan da yetebilme duygusu tabi, uykusuz gecelerden sonra…

  13. Yanıtla
    cigdem :

    Bin kere geçmiş olsun. Bir daha uğramsın inşallah.

    Neşeli anne Çiğdem

    • Yanıtla
      Ayça Oğuş :

      Teşekkürler Çiğdem.. ikinci kere uğrama şansı da varmış gerçekten 🙂

Leave a Reply to Elif Ayşe Zorcan cevap vermekten vazgeç