2

Yasın 5 evresi

İnkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme

Yasın 5 evresi. Her yerde okuduğumuz. Çünkü neden okumamış olalım, herkes her şeyi yazıyor değil mi ?

26 mayıs günü instagram hesabım çalındı. Malum artık çok da moda ve ilk başına gelenlerden biri de bendim zaten ilk demek için boktan şeyleri seçerim oysa ne çok ilk yaptığım ve hiç anlatmadığım iş var değil mi?

Ne olduğunu anlayana kadar 13 kişi benim üzerimden dolandırıldı. Jandarmalar, ifadeler, suç duyuruları,siber suçlar derken sonuç ? Buz gibi bir bardak su. Elbette paralarını kaybeden herkes adına çok üzüldüm ve hatta kahroldum, kendimi paraladım. O zaman çektiğim videoları bilen bilir. Benim bir suçum yoktu elbette vefakat aracı olmuştum dolaysız olarak üstelik. Herkesin ağzı torba olmadığı ve büzemediğim için çeşit çeşit yargılar ile de başbaşa kaldığım bir dönem oldu. Kimsenin de başına gelsin istemem tabii, bilemezsiniz güzel kardeşim bilemezsiniz! O yüzden yargılarınızı bol keseden dağıtmak yerine geçmiş olsun deseydiniz de ne güzel yerine ulaşırdı. Konuyu dağıtmadan ek not olarak elbette yargılar konularımız arasında olacak bundan böyle ama şimdi değil sırası. Klavyemi elime yeniden aldım bi de bu sefer bir şirretim ki yoga hocası demezsiniz. Çünkü di mi kimler kimler nerelerden geldi de yoga hocası oldu. Bu da ayrı bir konu başlığı! Gelelim yasın 5 evresine, ne alakası var diyorsun değil mi ? Geliyorum.

Sonra hesap kurtuldu geri aldım aman bir sevinç bende. Paralarını kaybedenlere hala üzülüyorum bu değişmedi elbette. Yani canın sağolsun diyecek miktarlar değil bazıları. Valla yogacı mogacı dinlemiyorum baayyaa bayaaa yattığınız yer olmasın diyorum o vakit. Biz “yogacı”lar da ederiz böyle dualar. Neden etmeyelim ? Dua ediniz ki “yogacı”yız ya olmasaydık ? Ayrı konu başlığı bu da gelecek.

Geri almasına aldım ama bu süreçte “beni şikayet edin” duyurularım döndü dolandı bana giriş yaptı: Facebook ” haa öyle mi dolandırıcı seni pislik” dedi ve hesabı geri verdikten 2 ay sonra çattttt kapattı !! Öylece kapattı! ne bir ses ne bir haber bomboş beyaz bir sayfa! Bir şok yaşadım ben anlamadım önce ne oldu. Yıllarca “facebooku olsun instagramı olsun tası tarağı toplayıp gidecek verdiklerimizle kalacağız elimizde bomboş sayfalar” derken benim başıma geldi! (secret mı dedin? çağırmış mıyım ? deme gülüm deme annem bi bitmedi neyi çağırırsacılık)

Efendim önce inkar ettim “ammaaann zaten pek de önemli değil hem yeni bir söz söylemek lazım”lı cümleler kurdum. Ulan 11 senelik yazılar, arşiv, fotoğraflar nesi önemli değil! Sonra kızmaya başladım daha önce açtığım diğer hesabımı yeniden kızgınlıkla yapılandırmaya ve gelin buyrun buradan devam edeceğim diye çağrılar açmaya başladım. (Öfke pazarlık buraya gelebilir sanki .. oldu di mi? ) Sonrası üzgün haller ne yazsam sanki kimse okumuyor oraları. Hikayeleri kaldırıyorum koyuyorum yazıları çekiyorum ekliyorum hiiiçç bir işe yaramıyor içimde. Böyle bir içim çekildi sıkıldım soğudum küstüm işte depresyonu işte yasın diyelim buna da. Yas sadece ölen bir yakınımız için tutulmuyor. Koskoca bir maziyi kaybettim! Çok severek takip ettiğim hesapları kaybettim. En sonunda kabullenme geldi. Birden fark ettim ki yıllardır yazmak istediklerimi kendi alanıma yazmayıp bir de üzerimden para kazanılmasına hadi onu da geçtim bir sosyal medya bağımlısı olmaya çanak tutmuşum.
Kısaca böyle bir yas haliydi üstelik Bozcaada hayatının Çanakkale hayatına evrildiği o dönem kayıplarımın sayısı bir değildi. Peki şimdi ne yapmak gerekti?

Yakında. Ve sadece bu sayfalarda. Eskisi gibi. Azalt küçül sadeleş yavaşla!

Paylaş :=)

Yorumlar (2)

  1. Yanıtla
    Hande :

    Aynı şeyleri farklı koşullarda yaşamak zorunda olduk. Orada bulduklarımız bizi bir arada tutan şeyler 💜 iyi ki

    • Yanıtla
      Ayça Oğuş :

      Handecim 🙂 Haklısın ve bir gun ben kapatırım seni diyince bir platform bir arada kalmak ne mümkün olacak .. o yuzden kendi mecralarımızı bulmamız gerek diye yoluma geri dondum

Yorum bırak