Anlar

Tolga bebek.. minik bebek.. gördüğüm (maaşallah) en güzel bebeklerden biri..Erin’in bu kadar küçük gördüğü ilk bebek..Ve gördüğüm en sevgi dolu “abi”..Dokunurken elini yumuşacık saçlarına sürmesini, ben kucağıma aldığımda sevgi dolu bana bakmasını,benim sevmemden,öpmemeden rahatsız olmayışını,zarar vermemek için gösterdiği hassasiyetini hiç unutmayacağım..

Okumaya devam et

İğde savaşları

O bir iğde canavarı.. Babaannesi öğrettiğinden mi?? anneannesi çok sevdiğinden mi?? biz karar veremedik.. Bu iğde denen şeyi sadece benim annem sever diye düşünürdüm.. şimdi artık düşünmüyorum!! 🙂 Keşke İstanbulda kalan iğde ağaçları olsaydı.. altında oturup kabuklarını soyup yeseydik.. artık yazlık kaldırımlarının yollarını gözetleyeceğiz oğlumla ..(ben iğde sevmem bu arada..Erinle...

Okumaya devam et

Bir haftanın ardından..

Bir haftanın ardından : Sonbaharın en güzel pazar günlerinden birini Şebnem ve Kerem’in bahçesinde yaşadık.. sessiz, yeşil,bol topraklı,taze domatesli,dalından kiwili,köy tereyalı,yumurtalı kahvaltılı,mis gibi böğürtlenli.. Bu güzelliğin karşısında Erin öğleden sonra anlamsız bir şekilde bir ateşe sahip oldu.. eve döndüğümüzde yatana kadar kucağımda, göğsüme başını koyup koltukta kıpırdamadan yattı.. sağa sola...

Okumaya devam et

Yeni bir dönem bizim için

sonunda oldu.. öğlen uyurken emzirmediğim, gece uyurken ve sabah emzirdiğim için, Erin artık kavram karmaşası içerisinde geçen hafta bir öğlen uykusu öncesi krizini yaşayınca birden gelen bir güçle “ben bu işi beceririm ..çok zor olacak ama beceririm” dedim… yaptım zor olmadı bugün bir hafta bitti artık Erin kocaman bir çocuk...

Okumaya devam et

Tiyatro

Geçen haftasonu Erin ve pek tabii arkadaşları Pamuk Prenses ve yedi cüceleri seyretmeye gittiler. Erin için ilk olan bu tiyatro deneyiminde beklediğimden farklı bir sonuç elde ettiğimi not etmem gerekiyor. Oyun seçimi biraz karanlık olmasına rağmen müzikallik durumu kurtardı 🙂 cadı sahnelerinin karanlık olması acaba üstlerinde ne gibi bir etki...

Okumaya devam et