Uzun zamandır konuştuğumuz Açalya taaa kmlerce öteden gelmiş buralara.. Dante Tonte’mi yakından görüp bir de koklayabilecekken(gerçekten çok cool bir bebe söylemeliyim.. :D) …hava kötü bile olsa bizim ki güzel olmaz mı ??
Yazılarını okuyup hiç de nedenim yokken beni ağlatan, gördüğüm zaman ” cidden bir avukat mı ? ” acaba diye düşündürecek kadar genç ve de anne olan Pınar’la sonunda tanışmışız.. hava kötü bile olsa bizim ki güzel olmaz mı?
Her attığım oyun grubu toplantısı mailine olumsuz yanıt vererek artık kendisiyle görüşmek istemedimi düşünecek olmasından endişe ettiğim, atom karıncaya annelik eden Devrim’e bu sefer “olmaz ayları tutmuyor çocukların” diye hörlememişim..hava kötü bile olsa bizim ki güzel olmaz mı?
Hava kötü falan değildi.. aksine tam da pastırma yazı denilecek türdendi.. güneş çekilene kadar terletti sonra biraz titretti.. ama hiçbirine aldırmadık galiba.. çocuklar oynadılar biz sohbet ettik edebildiğimizce tabii..
İnsan yazılarından, yazarak konuşmalardan birbirini tanır mı? galiba evet.. çünkü herkes tam da düşündüğüm gibiydi.. çocukları zaten tanıyoruz az çok: hata payı sıfır!! 🙂
ve ben bu buluşmaya giderken çok heyecanlıydım gerçekten ..çocuk gibi 🙂
hala da ha heyecanlıyım kelimeler gelmiyor parmaklarımın ucuna..fotoğraflara bakarken gülümseme yerleşiyor yüzüme .. özellikle şu aşağıdakilere :
Yorumlar (11)
pinarbk :
21 Ekim 2008 | 15:26Aynı şeyleri hissetmiş olmamız ne tuhaf. Benzer şeyler yazdım ben de bugün.
Yazılardan tanımak bir yana sanırım bir parça da kendimize benzeyenlerle daha yakın oluyoruz…
Benim gülümsemem hala devam ediyor:)))
Nilgun :
21 Ekim 2008 | 16:04benim bir blogum yok ayça, bir blogu yürütecek kadar enerjim yok aslında. ama takip ettiğim ve artık yakınım olmuş bir kaç blog var, sen gibi. gerçi senin tarafından bakınca biraz garip, hani sen beni hiç tanımıyorsun ama ben seni tanıyorum (umarım bir gün tanışırız). ama inanır mısın hepinizi ben bu sayısal kodlardan ayırmışım, ses vermişim mesela, bendeki senin sesin biraz ince mesela. neyse niye buralara geldim bilmiyorum, uzun da oldu ama silmeyeceğim. ne iyi ne güzel yapmışsınız da toplaşmışsınız:)
AyçA :
21 Ekim 2008 | 16:08Pınar ne deyeyim dedim zaten galiba..
Nilgün 🙂 sesim ince değil galiba benim 🙂 hehe çok tatlısın 😛
Ayse Sule :
21 Ekim 2008 | 17:09Ayca’cim, hepiniz cok tatlisiniz. Ama hic kimse kusura bakmazsa ben o muhtesem agacin altinda, bir basina oturan amcanin resmine daldim gittim. Hayat ne garip; bir yanda yasanacak yillarin habercisi cocuk civiltilari, diger yanda ise yasanmis onca yilin sessizligi…
Ellerine, yuregine saglik.
PS: Ben biliyorum sesinin nasil oldugunu (Bkz. muhtelif Erin videolarindaki anne sesi :P)
hayal :
21 Ekim 2008 | 18:12Bak simdi de ben kiskandim gordun mu
Her delige girerim aslinda orada nasil olmamisim hayret hahaha 🙂
sebnem :
21 Ekim 2008 | 21:54bak bu ses hikayesi çok komık gerçekten..ben de senin sesini ilk duydugumda kendı sesıme cok benzetmıştim ne alaka di mi? hatta ilk telefonda konusmamızda hıc tanımadıgım bırıyle konusmak tuhaf gelmıstı ama bayagı uzun da konusmustuk..
mılletlerı de işte bu ortak değerler birarada tutuyor zaten şekerim.hepimizin derdi aynı :şirin cüceler..
devrim :
21 Ekim 2008 | 23:12Fotolara bakinca ben gülümsemedim direk kahkahayı bastım :)hala da gülüyorum.Çok komiğiz açalya yahu.
Sizlerle tanışmak çok güzeldi arkadaşlar.Dante’nin cool tavırlarına hayran olmamak mümkün değildi.Her zaman olduğu gibi bayanların hanımefendiliği yine ortadaydı,Duru’nun sessiz sessiz annesinin yanında oturuşu ve bizim sürekli kıpırcanların peşinde koşuşturuşumuz görülmeye değerdi.
elif :
21 Ekim 2008 | 23:16çok şekersiniz:) ne iyi edip de bir araya gelmişsiniz… Şu büyük buluşma olsa da herkes tanışsa…
devrim :
21 Ekim 2008 | 23:35Bu arada Pınar benim mail adresim http://www.devrimatay@gmail.com davetiye için.
pastacı rapunsel :
22 Ekim 2008 | 22:43Ama ben çok imreniyorum, hala daha bir gün ayarlayamadık Ayça’cığım:)) Tatlı miniğimi çok özledim beennn……
İkinizi de çok öpüyorum……
Acalya :
1 Kasım 2008 | 08:29aaa o gunu unutmak mumkun degildi, harikaydi, nihayet ben de yazdim o gunu.