yapmamak için öyle çok nedenim var ki! yapmak için ise bir tane!
Ben her ne kadar evin içinde boy boy çocuklarım olsun hatta en az 3-4 tane olsun diye iç geçirsem de maalesef sadece 1 tane çocuk ile kalmak durumundayım. Bunun için o kadar çok nedenim var ki ?
- Erin için işimi bırakma lüksüm vardı. 2 sene hep ben baktım oğlum annesiyle büyüdü. Bu bir şans değil kendi yarattığımız ve bizi çok yoran bir fırsattı. Her tercih bir vazgeçiş. Uzun yıllar çalışıp sonra eve dönmeden nelerden vazgeçtiğinizi, nelerin boşluğuna gireceğinizi tahmin bile edemezsiniz! Tercihim o kadar büyük ve ulvi bir görev içindi ki vazgeçtiklerim gözümde olmadı. İkinci bir çocuk için İŞİMİ BIRAKMAM MÜMKÜN DEĞİL! ve ikinci oğlumu ( klavyemden çıktı !!) bakıcıyla büyütmek kendisine yapılacak en büyük haksızlık olacaktır. Sonra benim kardeşim gibi ağabeyinin karşısına geçip ” seni tabii annem büyütttü benim gibi bakıcılarla büyümedin sen” diyerek ağabeyi olmaktan, hay nalet olsun keşke beni de annem bakıcıyla büyütseymiş diyerek üzüntü duymasını sağlamak istemiyorum! Bundan ağabeyini sorumlu tutmasını istemiyorum. _Tecrübe ile sabittir! İnsanın kalbi acıyor duydu mu? _
- Çalışmadığım süre içerisinde Erin’i yaklaşık 2 sene emzirdim, mastit olmasaydım daha da devam ederdim. Mastit olma sebebimGündüzleri ofise gittiğim için süt dolmuyo sandığım göğüslerim doluyormuş sadece gece çekmesi yetmiyormuş e tabii değil 20. ay 6. aydan sonra bile sağmakla zor gelen bir meret bu süt, sadece akşamları emmesi yetmiyormuş. Çocuğum olmadan ” aa one yahu cok cok askere kadar mı emzirilir” diyen ben emzirmenin büyüsüne kapılıp bir çocuğum daha olsa 3 sene emziririm der hale geldim. E şimdi bu çocuk aylarca anne sütü almışken, çalışma temposunun getireceği yük ile diğerini nasıl emziricem. Emziremediğim için nasıl kahrolmıycam!
- Evimizde extra bir oda daha yok. Erin’in odasını paylaşmak zorunda kalacaklar.
- “tamam bu kadar yeter artık üretim zamanı” deyip bir iş yarattım kendime. İşte bu benim ikinci bebeğim oldu. Yazılıp çizildi mi okuyana kolay gelse de, sıfırdan iş kurmak bildiğin doğum yapmak gibi. Şimdi büyüyen ve artık emeklemeden yürümeye geçmiş bir işim var. Mesleki, maddi , ruhani tatminlerim var!! E ikinci bir çocuk ne de olsa ara vermek demek ve bu işte teker bir durdumu sil baştan başlamak demek: gücüm yok bir daha!!
- Erin’e hamileliğim 60kg ile başladı 78 kg ile doğuma gittim. Ve hala 12 kilosunu VE_RE_ME_DİM! Veremi_YORUM! İkinci bir hamilelik için 72 başlangıç kilosu ve üzerine bilmem ne kadar almak ( tahmini yine 18 olsa 90 eder düşünmesi bile korkunç!) İSTEMİYORUM!
- Bir şekilde hayatıma tekrar YOGAyı soktum hamile yogası gibi light çözümler istemiyorum! Bedenim ve ruhum KİLO VEREMESEMDE şekle giriyor. Yüzümde güller açıyor. Hamilelik de yüzümde güller açtıracak elbet eminim ancak ruhum şekil değiştirirken bedenim de değiştirecek!
- Her hamilelik farklı! Erin’e hamileyken ayaklarımı uzatıp kampüste (tamam uyuz yönetici stresi hariç ) huzur ve huşu içerisinde çalışıyordum. Şimdi Hem işimi bırakmamak hem Erin’e bakmak, hem de ev işleri ( inatla kadın almıyorum!! bir tane buldum evet ama bir türlü başlayamadık), koşuşturma… o hamilelik nasıl geçecek?
- Erin’de 6.5 aylık izne çıktım, her sabah yogamı yapıp, dizilerimi seyredip, karnımı yağlayıp öğlen uykularına daldım. İkinci için böyle bir senaryo DÜŞÜNEMİYORUM.
- E tabii Erin bu kadar huşu içeriside büyüyünce karnımda, doğduğunda da koydun mu uyuyan, ağlamayan, uslu, huzurlu bir bebek oldu. Bu telaşe içerisinde ikinci karnımda büyüyen çocuk aynı çıkmayacak ve ben evde bir tane “toddler” bir tane “newborn” ile delireceğim.
- Annem hala Göztepede kayın-annem Eyüp’te oturuyor ve biz ikisinin ortasında uzak eşitlikteki mesafede Feriköyde. Ha deyince kalkıp gelemiyorlar. Geldiler mi iki – üç gün kalmaları gerekiyor. Gelen salonda uyuyor! Eziyetin bini bin para!
- Bir tane çocuğu nerede ve nasıl ve ve ve.. okutmalıyım diye düşünürken bunun iki katına çıkacak olması!
- Ailemdeki ve koca kişimin ailesindeki kardeşlik öyküleri!
Bu liste uzayıp gider..
Oysa ki oğluma bir kardeş YAPMAK için bir tek neden var:
Ben dün bu sahnede uzanan elin Erin’in olduğunu düşündüm,
boğazım düğümlendi
objektifin arkasından yaşlarım gizleneMEDİ.
yukarıda saydığım BENCİLCE bahanelerim bir saniyede uçtu kafamdan
imrendim
özendim
kıskandım
buna cesaretim olmadığı için kendime kızdım
hepsi bu!
Yorumlar (52)
banu :
20 Temmuz 2010 | 09:26ne güzel yazmışsın sanki içimdekileri sıraladın, seninle birlikte benim de gözlerim doldu. sadece 8,5 ay evde kuzuyla birlikte kalabildim ama zaten anne olduğum işten çıkarıldığım için bu kadar uzadı kuzuyla keyfimiz haliyle ikinci de böyle uzun bir keyif yaşanabilir mi bilmiyorum. işi bırakmak gibi bir lüksüm de yok ama kızımın bir kardeşi olsun evde pıtır pıtır dolansınlar istiyorum. hayat ne karmaşık. benim içim karmakarışık
Güneş :
20 Temmuz 2010 | 09:52Ayça,
Begüm benimle birlikte 8 ay işe servisle geldi, dönüşte metrobüsle eve döndük..
1 ay boyunca evde hazırlıklarımın kalan kısmını tamamladım.. 5 ay yüzdüm.
Toplamda 10 kilo aldım (benim kilolarımın kızımla ilgisiyok)begüm 4 kilo 100 gr doğdu :)3 aylıkken benim 8 kilom gitmişti..
Ve ben begüm 3 aylıkken her sabah erken saattlerde evden çıkardım babannesine bıraktım, her akşam yemeğimizi yiyip geç saatlerde eve döndük (yemek derdimiz yoktu)
Kısacası begümde ağlamayan huzurlu bir bebekti 🙂
Şimdi ben kardeş düşünüyorum ama baktımda benim karmaşıklığım çok farklı,
Mesela ikinci SSVD olsun istiyorum o zaman bu da begüm’e haksızlık mı? begüm’ü 3 aylıkken bırakmıştım şimdi durum farklı 9 ay yanında kalabilirim ve begüm sadece 3 ay sürekli 3 ay geceleri emdi, ikincisini tüm enerjimi kullanarak kimseyi dinlemeyerek EMZİRMEK istiyorum bunlar da begüm’e haksızlık mı? soruları geldi karşıma..
Sonuçta önemli olan SEN sin..ben okuyunca bunlar döküldü..
Sevgiler.
AyçA :
20 Temmuz 2010 | 10:02@Banu evet ya evde pıtır pıtır dolansınlar didişsinler ben mutfaktan kek kokuları içinde akşam yemeğini hazırlarken “çocuuklaaarrr” diye seslenim im im immm
@Güneş evet bu da başka bir taraftan görünümü
bende ssvd yapmayı dilerim(dim) o kadar çok doğum/doğum şekli/doğurtma şekli/ doktor tavrı ….görüyorum ki bu konuda hislerim fena durumda :)))))
Sena :
20 Temmuz 2010 | 09:59Ayça yapmaa yaaaaa
hezeyanlar içinde, hala aşırı uykusuz, ek gıda süreci sancılı, anne kucağı ve memeden vazgeçmeyen ooluşu olan, sırtı beli ve başı her daim ağrıyan, üstelik doğum komplikasyonları için o doktor senin bu doktor benim dolanan biri olarak 2. ye dair amansız , anlaşılmaz, deli cesaretimi kırma benim !!
Günlerdir kafamdaki soruyu cevaplayamıyorum şimdi seni okuyunca netleşir gibi oldu, çalışmayı bırakıp 7/24 anne olmadan neleri bıraktığını anlayamamışım gerçekten. Ben senin gibi 3 saniyede unuttum gitti de diyemiyorum malesef..Uyumak istiyorum artık Ayçam utanmıyorum da vallahi uyumak istiyorum, ooluş da uyusun da beni bari hiç olmazsa geceleri bıraksın istiyorum..;İyykkssss çok şey istemiyorum vallahi, dinlenebilmem yola devam etmem için lazım..
Bir de şu kadın meselesi, emzirme meselesi, offf kalbimden vurdun beynimden çıktın canikoo
AyçA :
20 Temmuz 2010 | 10:05@Senacım koynuna almayı denedin mi geceleri.. Ahmetle aranıza ?? (biz hala öyle uyuyoruz misal 😛
şu doğum sonrası kompllikasyonlarına ben inanamıyorum şimdi sen kime normal doğum yapın dersin ki !! ben şahidim biliyorum! :(( kucağında taşırken slinge koymayı denedin mi ? bendekini ben ARTIK ( son 1 aydır) kullanmıyorum denemen için gönderebilirim. ek gıdalara takılma fazla alışacak.. hala emziriyorsun 1 yaşına kadar yeterli .. üzme tatlı canını bununla
ve insan tüm bu yazdıklarını ÖZ_LÜ_YOR!!!!
filiz tülü :
20 Temmuz 2010 | 10:02Kızım ezgi den sonra da benzer bahaneler içinde tam 7 sene kardeş yapmadım. Ezgi 7 yaşındayken beklenmedik bir şekilde hamile kalınca doğurmaya karar verdim. Kendi isteği ile gelmişti. Tüm engellemelerimize rağmen gelmiş ve ailesini seçmişti. Ne diyebiliridik ki.
Şımdi emre 4 yaşınada dönüp de geriye baktığımda saydığım bahaneler için üzülüyorum. Aralarında 8 yaş farkı çok ve yaşam içindeki öncelikleri kendilerine ait gündemleri çok farklı. Teşki paralel gidebilseydi. Gerçi bunun da önemi yok bir süre sonra fark kapanacak. Önemli olan aralarının çok iyi olması. Emre ablasına bayılıyor ezgi de emre ye…Inan ikisi birbirine çok iyi geliyor..
Emre diyorki arada- abla anne çok meşgul bana annelik yap da çizgi film aç” :))
kardeş çok güzel şey..
Zeynep :
20 Temmuz 2010 | 10:06Merhaba Ayca!
Seni cok iyi anliyorum 🙂 Sebeplerin bencilce degil. Haydi maddi kismi gectim, mesleki ve ruhani doyum ve onca emekle kurmus oldugun isini yurutme istegi cok gecerli sebepler. Ote yandan, kardes icin tek sebep bile diger cok sebeple yarismaya aday 😉 Birkac yil sonra islerin iyice yoluna oturdugunda o tek sebep diger sebepleri bastiracaktir mutlaka. O yuzden bence sen bu konuyu simdilik dusunme ve isi zamana birak. Eminim hersey cok guzel olacak sizler icin.
Benzer duygulari yasayan bir dost 🙂
Bahar :
20 Temmuz 2010 | 10:11İşte bir tek neden, sadece bir neden hepsini silebiliyor. Böyle yüce bir duygu, belki hazır değilsindir Ayça, belki zamanı gelecektir veya gelmeyecektir, akışa bırak :))
Sena :
20 Temmuz 2010 | 10:12Slingi yolla vallahi bir deneyeyim , komplikasyon kısmına hiç girmeyelim allah herkese benim şansımın tersini nasip etsin diyelim boşver 🙁
Koynuma daha minikken alıyordum ama Ayçam biz hiç uyuyamıyoruz Ahmet ile.. İkimiz de artık Doruk da ( zaten aksi olsa şaşardım ) çıt sesine uyanıyoruz. Sonuç uykusuz 2 anne- baba, bizim yatağı çaprazlamasına işgal eden sonra dönecek yer bulamayınca gene uyanan bir de Doruk …
Off ve de pehhh
Köşenin delisi :
20 Temmuz 2010 | 11:14Ayçacım… ilk çocukta kalıp ileri gitmemeyi düşünen pek çoklarımızın içinden geçenleri yazmışsın. Suçlamamalısın bence kendini. İkinci çocuğu istememek için bir savunma hazırlamamız gerektiğini düşünmüyorum ben. Elbette güzel olur, hoş olur, ama kafamız bedenimiz bunu kaldırmayacaksa ve gergin (ya da daha gergin) bir insana dönüşüp evdekilere eziyet edeceksek ne anlamı var ki bunun? Bazı insanlar peşpeşe 3 tane yapıyorlar, görüyorum çevremde, ve ne yorgun görünüyorlar, ne bakımsız ne de gergin. Herkes öyle değil maalesef. Kendimizi en iyi kendimiz tanıyoruz bence. Ve yapmıyorsak bu bencil olduğumuzdan değil, evdekilere maksimum huzuru ve verimi verebilmek için yapmıyoruz. Artı, insanın hayatta çocuk/aile dışında yapmak istediği tonlarca şey olmasını ve bunların peşinden gitmesini de hiç tuhaf bulmuyorum ben. Bizim oğullarımız bizi anlayacak bence ilerde, inanıyorum ben 😉
deniz :
20 Temmuz 2010 | 10:22Ayçacım böyle sahnelerde duygulanıyoruz (ya da ben öyleyim en azından) ama ikinci bir çocuk için şu an asla hazır değilim ve kendi mutsuzluğumu bebeğin sırtına yüklemek doğru gelmiyor, belki de şu an senin için doğru zaman değil ama bu asla olmayacak anlamına gelmiyor, sen ne zaman mutlu, huzurlu ve hazırsan o zaman ikinci bir bebeği doğurabilirsin ya da doğurmaktan vazgeçersin
bu arada ikinci ve sonrasını hakkıyla başaran anneleri alınlarından öpüp tebrik ediyorum 🙂
aslı :
20 Temmuz 2010 | 10:28merhaba ayça,
ben bir anne ve öğretmenim. Sen ve Açalya gibi annelerin 2. çocuğu düşünmüyor olmaları öğretmenlik tarafımı acıtıyor fena halde, böyle annelerin böyle yetiştirdiği çocuklar olmalı dünya da diyorum 😉
2. çocuk mevzusunda ise öyle karmakarışıkki.. Benim kızım 28 aylık, yaşadığım sorunlar ise kızımdan kaynaklı değildi, ama büyük ruhsal travmalar atlattım. Onun varlığı hayatımın en büyük mucizelerini, sürpizlerini ve sevinçlerini yaşamama sebep oldu.İki uç nokta da gittim geldim uzun süre, kendimi, beni ben yapdığına inandığım şeyleri bastırmak unutmak ve bi de bu durumlarla barışmak zorunda kaldım.
Ne olursa olsun 2. yi istiyorum, önümüzdeki aylarda bizi ailecek bir dönüm noktası bekliyor,o noktadan sonra bir bebek daha istiyorum. Çünkü kızımın kardeşi olsun, ben acemilikle yaşadığım anneliği bu sefer tadını çıkartarak yaşayayım istiyorum. Kardeşim zaman zaman içimi ne kadar acıtsa da (kerata ;), onun varlığının bana verdiği mutluluğu, güveni, huzuru çocuklarım da yaşasın istiyorum..
çok uzattım, daha da uzatabilirim de ;))
sevgiler…
öykü :
20 Temmuz 2010 | 10:33ayça,
haklı sebeplerinin hepsine katılıyorum,ayrı oda konusu hariç! 🙂 bir tek onu bahane olarak görmüyorum.
ne zor zamanlar bunlar…yaşadığımız günler…toplumsal şartlar en büyük dürtümüzü bile engeller hale geldi…keşke her şey farklı olsaydı.
sevgiler
Çiseren :
20 Temmuz 2010 | 10:49Bazı şeylerin sonunu çok düşünmemek gerekli bence,gözü karartmalı insan.
Bir ailede çocuk kardeşsiz (!) olmamalı, bunun içinde bir çok neden sayılabilir, aile güzel şey hele ki 1 den fazla çocuk varsa… Her zaman aynı imkanları her ferde bölüştürmek mümkün değildir. günün imkanlarına göre yaşamak gerek..elde ne varsa o. Hem ne demişler “allah rızkını verir” bu öyle doğru söz ki… ayrıca gelmesi muhtemel olan bebek hep 1-0 önde olacak =) çünkü onun bir abisi olacak.. bende bebeğine annenin bizzat bakmasından yanayım, çocuğun dünyaya geldiğinde tek ihtiyaç duyduğu şey annesi malum. yine küçük molalar vererek kendin bakarsın bebeğine,, davulun sesi uzaktan hoş geliyor biliyorum ama her zaman bir yolunu buluyor insan ortaya çıkansa işte O herşeye değiyor..işine gelince yine keyifle ufak aralar vererek, kendini eskisi kadar çok yormadan devam etmen çok mümkün..sonuçta bizlerin seçme şansı var, işkoliklik yapmasak rahatça yürütülebilir..herşey yoluna giriyor doğal seyirine bırakınca.. inşalah güzel oğluna bir kardeş gelir =)
kabul edersen fotolarda benden doğum hediyesi olur ;))
hele bir evleneyim annem bana en az 3 tane dogurtacakmış =D imkanlar uyarsa bende hayır demem sanırım.
damlaozcan :
20 Temmuz 2010 | 11:03Ayçacım ikinci bir çocuk yapmamak için haklı nedenlerin olabilir ama kardeşi olan biri için söylemek istiyorum ki, kardeşi şart. Gün gelecek bizler olmayacağız, arkadaşları, dostları da aile gibi yakın olmayacak. Bu durumda elini tutacak olan tek kişi öz kardeşi olacak Erin’nin.
Belki duygusal düşünüyorum ama doğrusu bu, kardeşi olmayan arkadaşlarımın “keşke olsaydı” dediğini çok duydum. Paylaşmayı kardeşinle öğrenmek çok farklı bir duygu. Kardeşi kadar kimse yakın olamayacak Erin’e.
Bu benim şahsi fikrim 🙂 Benim yaşım kaldırsa inan bir tane daha doğururdum. (belki de olur neden olmasın :))
Bildiğim kadarı ile esnek çalışma saatlerin var, Erin’e ve kendine bir şans tanı bence…
çok öptüm
NOT: Yazdığın olumsuzluk kokan maddeler, inan o tek maddenin karşısında duramazlar, sanki kendini ikna etmek istiyormuşsun gibi geldi bana 🙂
kiraz :
20 Temmuz 2010 | 11:41ben cok yorgunum cok!
istiyorum ki dorugun arasinda 2-3 yas olan bi kardesi olsun, tamam arkadaslari olsun ama, kardesi de olsun, cok istiyorum.
ama oyle yorgunum ki, herseyi ama herseyi yeniden kaldirabilecegimi dusunmuyorum. Psikolojisi bozulmus bi anne hem doruga hem kardesine haksizlik.
gerci;
hicbirseyi yasamadan bilemiyorsun ya, ne yalan diyim doruk zor bir bebekti, hala oyle, uykusu dis cikarmasi, sunu bunu. belki ikinci cok kolay bi cocuk olacak, belki doruk buyurken o da buyuyuverecek. ama guvenemem ki bunlara, ya olmazsa?
cok dokundu yazin bana, yuregine saglik, operim Ayca!
AyçA :
20 Temmuz 2010 | 11:55Güzel sözleriniz için teşekkürler.. yüreğime su serptiniz ya da bilmiyorum daha da derinleştim..
akışına bırakanlardanım HER zaman 🙂 okur bilir!
LET IT GO FELSEFEM
gelen olursa git demem onu biliyorum DİYEMEM
Hazır Çiseren doğum fotoğrafı hediye etmiş bana!! :))sırf bunun için bile doğum yapabilirim.. İşin açıkçası çektiğim her doğumda ” bir doğumum daha olsun ve biri gelip çeksin ve Alpay bu sefer işin tadını heyecanını yaşasın ne güzel olurdu” diye düşünüyorum 🙂
Ve evet insanın hayatta çocuk/aile dışında yapmak isteyeceği tonlarca şey var ama bir çocuk yapma isteği daha var (mı)?
Kendimi mi ikna etmeye çalışıyorum
Yoksa ben 3 sene sonra evde tuvaletini klozete yapmasını bir bacaksıza öğretmek yerine 1 ay karadenizde o yayla senin bu yayla benim gezmek mi istiyorum
yaşımda ilerliyor ya!
ne zor ve karmaşık duygular içerisindeyim
alpay demişti bana : kan değil kalp kardeşi olsun oğlumuzun bu hayatta diye bir keresinde..
kalp kardeşim demişti işte bunu bana..
bak yine ağlıyorum
PMS!
sirar :
20 Temmuz 2010 | 12:22Ayçacım,
Ne kadar içten bir yazı. Ve ne harika bir son. Evet aslında hepsi “hadi bi cesaret” demeye bakıyor ama senin de kendine dair haklı gerekçelerin var. Belki mesleki anlamda istediğin noktaya geldiğinde düşünürsünüz. Nasip bu işler. Ve geç değil hiç bir zaman :))
AyçA :
20 Temmuz 2010 | 16:49@REmziye o nokta geç olursa diye endişem :))) bir oğlak olarak o kadar mükemmeliyetçiyim ki!!
@Nilay evet benim de düşüncem bu aynen. elimde 2 olsa birer birer paylaştırırım ama 1 var o zaman yarım yarım olacak 🙁
@Burcu sanırım taşın altına elini sokmadan anlayamam gibi , o kadar güzel uzun uzun yazmışsın vakit vermişsin ki teşekkür ederim:) gülümsedim okurken bolca .. ikisini oyuncak PAYLAŞAMAZKEN düşününce .)
@Tomurcuk film ne ile ilgili anlamadım 🙁
Sena :
20 Temmuz 2010 | 14:11Benim son notum Kiraz ‘a …
Tüm Doruk anneleri bunu mu yaşıyor yoksa isimlerin enerjisi hikayesi doğru mu gerçekten. Al bir Doruk da bende var, ne yazdınsa altına imzamı atarım hemcinsimin …
nilay :
20 Temmuz 2010 | 14:23surekli gundemde olan ama benim son noktayı koydugum konuya deginmissin. benimde bir kız kardesim var. istanabulda. ben canakkalede. annemler baska bir yerde. hepimiz dagildik bir yerlere. kesek ayni yerde olabilseydik. ama mumkun degil iste. hayat baska yerlere savurdu bizi kalplerimiz bir olsa da…
cocuklugumuzu hatırlıyorum. yeri geldi guzel evciliklerle yeri geldi kızıl kıyamet kavgalarla…paylasmayı oyle ogrendik. zorunlu olarak. simdi lafla sozle ogretemiyoruz bizim kıza.
ama isin diger yonu var. annem ogretmendi benim. yarım gun evdeydi. bakıcı gormedik. anneannem vardi.hayat biraz daha kolaydi.
simdi ben sabah 7 aksam 7 disardayim. kızım babannede buyuyor. ben ancak gunde 2-3 saat onunla vakit gecirebiliyorum.
kizimin bana hasret kaldigi bir donemde beni bir kardesle paylasmasi ona yapabilecegim bir haksizlik diyorum.
aslinda Erin’e kardes yapmamakla bencilce dusunmuyorsun.
Pratik Anne :
20 Temmuz 2010 | 15:23Ayca,
2 cocuktan sonra soyle yazayim
1. cocukta isimi birakmadim, ikincisinde biraktim. Ama o arada dunyalar iyisi, benden daha sevecen (resmen), sabirli (kesinlikle) ve bilgili bir bakicimiz oldu. Kipircan hala iki haftasonunda bir onu gormek istiyor. Bu yazi tekrar cocuklarla gecirmek icin izin aldim. Ince hesap kitap isleri, ama benimki gibi danismanlik isinde bile ittire kaktira yaptik.
2. Kipircan’i calisirken ve is icin seyahat ederken anne sutu ile 1.5 sene boyunca emzirdim ve seyahatlerden poset poset anne sutu tasidim. Kimilnaz’i da calismazken 1.5 sene emzirdim.
3. Kipircan’dan sonra eski evimize kesinlikle sigacak gibi degildik. Esim, nasil yapariz, nasil ederiz diye hayiflansa da ben buyuk bir eve gececegimize inandim ve gectik. Ama evde yeterince oda olmasina ragmen beraber uyuyorlar. ve Inanir misin? Kipircan hasta oldugu icin ayri yataklarda yatiriyoruz. Ikisi de uyuyamiyor ayri ayri. Biz yanlarinda yattigimiz halde.
4. Kipircan’dan sonra cok kolay kilo verdim. Kimilnaz’da 10 kiloyu eremedigim gibi ustune 0 kilo daha almama musade ettim. Simdi ilk 10 kiloyu verdim. 2. 10 kilo icin cabalarim devam ediyor.
5. Ilki bu kadar rahatsa ikincisi kesin problemli gecer dediler. Ikincisi de co krahatti maasallah. Ben rahattim cunku.
6. Kipircan hassas bir bebekti. Kimilnaz tam melek bebek cikti. Ikisinde de trouble 2 gormedim ama crazy 3 olmustu Kipircan kardes gelince.
7. Bu biraz sans ama annem sagolsun ta Turkiye’den bize yardima geliyor.
8. Iki cocuk okul masrafi dusunduruyor ama iy ibir devlet okulu olarak goruyorum ben cozumu. Evde biz destekledikten sonra ogrencilere insan gibi davranan bir okul olsa yeter.
9. Erkek kardesimle cok uzak buyuduk. Hem yapi, hem de fiziki mesafe olarak. o liseyi Istanbul’da okudu. Bir aradayken de birbirimizi yerdik. Sonra zaten ben Amerika’ya geldim. Sonra o da geldi, tesaduf. Simdi gercekten cok yakiniz.
ve butun bu rasyonel aciklamalardan sonra
iki kardesin birbirini ne kadar sevdigini, birbirlerine sevgi asiladiklarini, kolladiklarini, beraber oynadiklarini, birbirlerini oyaldiklarini, birbirlerine birseyler ogrettiklerini gorunce onlari icime sokup, bir tane daha yapasim geliyor. Ama esim de senin listeledigin rasyonel sebeplerden dolayi (1’den 2’ye yerine 2’den 3’e) uretimi durdurduk. 🙂
Yani ozetle diyecegim sudur ki, eger zor olacagina inaniyorsan, bence de yapma, cunku gercekte zor olur, hamileligin dertli gecer, cocuk huysuz olur, hepinize iskence olur. Eger kolayca yapip kaldirabilecegine inaniyorsan yap, o zaman hersey corap sokugu gibi hallolur. neye inaniyorsan o olur. Bu bahsettigin emzirme, aglama, bebeklik donemi 3 sene zaten. Ondan sonra kendi kendilerini idame eden insanlar haline geliyorlar. Sonra tam zaman okula gidecekler. Ooooo! Bir tek geriye ergenlik kaliyor.
Cocuk isinde hersey rasyonel, lojistik ve finans degil. Ozellikle senim benim gibi insanlar icin sevgi faktoru agir basar. Sevgi o kadar cok artiyor ki, gun ici sevgi patlamalari yasiyorum desem yeridir.
Hadi cok gulluk gulistanlik tablo cizdim. Evet ara ara ici yeri geliyor sinir patlamasi da yasiyorum. Ama tek sebebi oyuncak paylasamama. Buna hala tam cozum bulamadim. Bulana kadar da cocuklar oyuncak doneminden cikacaklar zaten 🙂
Kendi basina blog yazisi oldu bu.
filiz.morkoc :
3 Şubat 2011 | 12:28Burcu yine harika anlatmışsın, altına imzamı atasım geldi..
Ve Ayçacım, iş güç maddiyat, hepsi ama hepsi birer şapka ve o şapkalar sadece akşam eve gidip seni bekleyen iki kuzuya sarılınca çıkıyor başımızdan.. Dünyaya bedel bir sevgi bu, onları öyle altalta üstüste görmek…
Tomurcuk :
20 Temmuz 2010 | 16:10Çocuksuz biri olarak Idiocracy diyorum başka bişey demiyorum. Başını izleseniz yeter.
Gamze :
20 Temmuz 2010 | 17:57Anne için olan zorluklarını bilmem ama, kardeş gibisi yok 🙂
sümeyye :
20 Temmuz 2010 | 20:39bir tane bile çocuğum yokken okurken duygulandım.. daha nasıp olup olmayacagını bıle bılmeden bu kaygıların bır cogunu yasadım okurken..
öte yandan çiserenin de dediği gibi her çocuk nasıbı ıle doguyor.. ılla maddı degıl.. O bebeği anneye veren kolaylıgını da yanında gonderıyor..buna cok ama cok ıcten ınanıyorum..
Annelık zor ama bence dunyanın en tatmın edıcı ve en özel mesleği..
Senın ıcın ne ıyı olacaksa o olsun..
izgün :
20 Temmuz 2010 | 22:01Okurken senin içinde yaşadığın duygu karmaşalarını çok iyi anladım.Benim aklımda kardeş düşüncesi hep vardı ama ne zaman olmalı kısmına takılıyordum galiba ben ikinci çocuğu o kadar çok istemişim ki bir anda hemde hazırlıksız bir anda resmen süpriz yapıp gelmeye karar verdi Deniz bey,inan ki ondan vazgeçmeyi hiç düşünmedim sadece kızıma yeterince zaman ayırabilecek miyim?düşüncesiyle boğuştum.Nehir küçüktü ama kardeş fikrini ona anlatabilmiştim,doğum için iki koca gün kızımdan ayrı kaldım tabi bunu da açıklamıştım sürekli telefonla konuşuyorduk ve sorunsuz geçti,kardeşiyle eve geldiğimizde çok şaşırdı sonra insanların ilgisini kıskandı malesef Nehirle çok ilgilenemiyordum sürekli yorgun ve uykusuzdum iki yaş krizini çok zor atlattık.Deniz bir yaşına gelene kadar çok zor günler yaşadım destek olacak kimse yoktu,ailem uzakta ha deyince gelemiyorlar ama bu sene Nehir 3 yaşına Denizde 1 yaşına girdikten sonra olaylar farklılaştı ikisi kardeş olmayı benimsediler.Artık daha çok oyun oynuyor resmen evde kuduruyorlar heryer oyuncak dolu,minderler yerlerde ve onlarla zıplayan,duyduğu oynak ritimlerde onlarla dans eden komik bir anneleri var:))
kıskançlık olmuyor mu dersen olmaz mııı bi oyuncaklarını birde beni paylaşamıyorlar ama zamanla aralarındaki ilişkinin çok çok daha iyi olacağına inanıyorum.
İkinci çocuk daha kolay,daha rahat büyüyor hamilelik bile daha hızlı geçmişti
ama iki çocuğa yetecek sabır ve zaman gerekiyor onların yerine kendini koyman gerekiyor,ilk sene zor geçiyor ama ikinci sene daha kolay geçiyor
birde kilo konusunda ben Nehirde 30 kilo,Denizde 22 kilo almıştım ikisinde de aldığım kiloları verdim ama Denizi daha uzun süre emzirdiğim için kilolar daha zor gitti şimdi normal kiloma yaklaştım.
Özetle Ayça bu konuda senin karar vermen en doğrusu kimbilir bir gün senin gibi gözlerinin içi gülen çok tatlı minik bir kızın olur buna çok sevinirim ama olmayabilirde o zaman Erin var onunla zaten mutlusun,en doğru kararı herzaman SEN verirsin.
Özlem :
20 Temmuz 2010 | 22:52Ayçacığım,
ne kadar uzun ara verirsen o kadar zor oluyor sanırım ikinciye cesaret etmek..
Zor mu zor. Hem de çok zor. Her iki çocuğuma da eşit davranabiliyor muyum diye her an vicdan muhasebesi yapmak çok yıpratıcı. Ama inan ki ikiciyi de birinci kadar çok seviyorsun. Hatta ikisinin sevgisiyle yüreğin yerine sığmıyor. Tabii farklı koşullarda farklı kişilikler yetişiyor. Ama sevgi aynı sevgi. Bunu böyle hissettirebileceğine inandıktan sonra gerisibir anlık cesarete kalıyor.
Hepiniz için en doğru kararı vermeniz dileğiyle…
kiraz :
20 Temmuz 2010 | 23:25@Sena;
Bunu Doruk annesi baska birinden daha duydum 🙂
artik inanmaya baslayacagim 🙂
yasemin :
21 Temmuz 2010 | 05:44çok güzel bir foto, beni ağlattı.
zamanın ne göstereceğini bilemeyiz ayça. her şey dilediğin gibi olsun.
maral :
21 Temmuz 2010 | 16:11Aycacım
benim kardesim yok- ama esinin de dediği gibi birkac kalp kardesim var ve en zor gunlerimde bile hep yanimdaydilar- kendimi hic yalniz, caresiz hissetmedim. hic keske bir kardesim olsaydı demedim. Kardesi olan kalp kardeslerim de hep benim onlara kardeslerinden daha yakin oldugumu soylemislerdir. Dolayisiyla, iyi yetistirilmis huzurlu bir cocugun ilerde kardesi olmadigi icin yalniz kalacagina hic inanmiyorum 🙂 Ama ikinci cocugu erin yalniz kalmasin diye degil sen bu kadar cok istiyorsan yapmalisin mutlaka. Erin gibi hassas ve sevgi dolu bir cocugun yalniz kalmasi imkansiz cunku.
sevgiler 😀
Bezen :
21 Temmuz 2010 | 18:41bunlar bencilce degil aycacim. ayni ikilemi ben de yasiyorum su ara. kardes olsun mu olmasin mi. hatta hadi olsun dedik, hamile de kaldim, ama olmadi, 20 haftalikken aldirmak gerekti bebegin saglik sorunlari yuzunden. hizla da kilo almistim, simdi laradan kalan 10 poundun uzerine eklenen 18 poundla balinadan hallice dolaniyorum ortalarda. lara’da anneler gelebilmisti, 2.5 yil ev hic bos kalmamisti, bu sefer onlara da guvenemiyoruz, saglik sorunu var hepsinin. bir tanesine yetisebilmek icin eglip bukuluyoruz. isten erken cikmam gerekiyor onu yuvadan alabilmek icin, ha atildim ha atilacagim isten diye bekliyorum. daha yeni yeni bunu duzenimiz haline getirmeyi basarirken bir de ikinciyi nereye nasil sokacagimizi bilemiyoruz simdi. isin finansal boyutu da ayri tabi. ha o hamilelik devam etseydi olan olmus olacakti tabi, ama olmadi ya, biraz rahatladim desem…yeniden denemek istiyor muyuz ikimiz de emin degiliz simdi. bu ara bununla yatip bununla kalkiyorum. sana bir cikis yolu oneremiyorum ben o yolu henuz bulamadim cunku. ama sanirim gercekten bir cocucun daha olsun istiyorsan, erine kardes olsun diye degil ama, o zaman belki bir daha dusunmeli saydigin sebeplerden cikis yollarini…bir yol bululrsan bana da soyle:)
sevgiler ve kocaman opucukler
bezen
AyçA :
21 Temmuz 2010 | 18:49BEzen yazdıkların benimkilerle çok çakışıyor 🙂 bir yol bulursan sen de bana söyle
Bilmiyordum hamileliği.. zor olmalı değil mi 🙁 geçmiş olsun ..
BU arada yazımda kendimi yanlış ifade ettim galiba bu kadar çok çocuk istemiyorum:)
sadece o kare benim sert kapılarımı biraz araladı..
elbet evin içinde 3-5 çocuk müthiş olurdu :=) ama yazımdan bu kadar çok çocuk istiyorum gibi bir görüntü çıkmasın :=)
Çağlayan :
21 Temmuz 2010 | 22:45Senin korkularına ek olarak:
–Ayça kızım gelen kardeşi kıskanır ve depresyona girer mi?
–Gebeliğim korkunç geçti, aynısı başıma gelir mi?
–Doğum esnasında komplikasyon olur mu? arkada bir çocuk var ne de olsa
–Eşimi nasıl ikna ederim, ben ne yaşadıysam ve nasıl korkuyorsam aynısını hissediyordur eminim
AyçA :
22 Temmuz 2010 | 00:05Evet aynen bu korkular da var özellikle doğumda bana birşey olursa ne olur? geleni hiç tanımadım bilmiyorum ama geride çok iyi tanıdığım ve hayatında büyük yerim olan oğlum var ! oww en çok bu düşünce aklıma gelirse tüylerim dikiliyor ama bunu yazmadım hiç dile getirmesi bile korkunç… 🙁
kıskançlık eşlbet olur benim kardeşim doğduğunda 8 yaşındaydım annem söylüyor 20 gün annemle babamın arasında uyumuşum sonra odama geçmişim :))) ama bu geçecek bir durum 🙂
Pratik Anne :
22 Temmuz 2010 | 07:02Son bir ekleme yapmak isterim. Kendi sahsim adima konusayim. Ben ikinci cocugumu, birinciye kardes olsun diye ulvi!!!! amaclarla yapmadim. Tamamen bencilce, kendim icin, “ben bunlardan bir tane daha istiyorum” diye yaptim. (Yaptim lafinin sacmaligina bak: Esim de istiyordu, beraber yaptik) Ucuncuyu yaparsam, yine kendim icin yapacagim.
AyçA :
22 Temmuz 2010 | 08:49Burcu ben de yaparsam aynı bencil nedenle yaparım .. kardeşi olması umurumda değil var olan kardeşleri görüyorum ya ben!! ama tekrar doğum emzirme bebek büyütme koklama ilkleri v.s bunları bir kere daha yaşamak bizim için çok keyifli olur …iyi yaptınız arkadaşım 🙂 bir tane daha yakışır ama sana :))) hahha
Sena :
22 Temmuz 2010 | 09:43Vallahi ben 1. yi istedim, vucüt saatim çalışıyordu yap yap yap diyte hormonlar savaşıyordu , hyatıma katacağı anlama dair hayaller kuruyrdum yaptım. Ne de güzel oldu iyi yapmışım( yapmışız Ahmedişko ile )
Ama 2. ye hem ulvi (!) :)) hem de bencil sebeplerle yapmak istiyorum.
Kötü kardeşlere bakıp değil kendi melek erkek kardeşime bakıp vallahi lazım diyorum, hem de 8 aylık o bebişimin azalan süt kokusuna, minik tulumlarına, hastanede ilk kucağıma verdiklerinde genzimi yakan o bebek kokusuna, ilk banyosunu yaparken ellerimde büyük bir tedirginlikle tuttuğum anlarına, aylardır yırtık komplikasyonları yüzxünden evden doktora doktordan eve ( dönerken zırıldayarak ) gelip ona sarılıp sakinleştiğim anlara …vs vs vs vs bakınca yap diyorum yap…
Bu sefer maddiyatmış evdeki oda sayısıymış yok ilk bebeğin acemilikleriymiş yok vır vır vır konuşan aile üyeleriymiş miş de miş umurum değil.
Bir de onu tüp bebekle yaptığım ve de kolay hamile kalamadığım kısmı olmasa belki de 2 yaşını doldurur doldurmaz yapıcam da, bu kadar çok handikapıma rağmen nasıl yapıcam onu bilemiyorum…
Yeter ki biraz uyku işini düzene koyabileyim 🙂
Gene dönüp dolaşıp uyku hayallerindeyim en, naapcam bilemiyorum kendimle 🙂
Dijle BAHTİYAR DURGUNLU :
22 Temmuz 2010 | 12:17BUDUR!
Açalya :
22 Temmuz 2010 | 19:34Ben bu yazıyı kaçırmışım, çocuk yapmama bahanelerin gayet mantıklı, ama sonunda sanki yapacakmışsın gibi bir anlam çıkardım. Üstteki yorumları okumadım ama öyle mi?
AyçA :
23 Temmuz 2010 | 00:26hayır hala yapmayacağım fikrindeyim ama iki kardeşin buluşmasından çoke tkilendim ne yalan diyim 🙂
Selen :
23 Temmuz 2010 | 05:06Bence cok fazla artisini eksisini dusunup, hesap kitap yapilacak bir konu degil bu. Cunku kagida dokulemeyecek seyler var, yasamadan hayal bile edemeyeceginiz mutluluklar bunlar. Kardesine birsey oldugunda gozyaslari icinde yanina kosan abla, birbirine sarilip uyumus iki melek, en sevdigi cikolatasini istemese bile kiyamadigi icin kardesiyle paylasan bir cocuk, daha nicesi… bunlarin yasatacaklarini tahayyul etmeniz mumkun degil su anda. O yuzden akisa birakmak en iyisi. Herkes hazir oldugunda ikinci cocuk ailenize gelecektir.
Tomurcuk :
23 Temmuz 2010 | 10:55Özetlemek gerekirse kötü bir komedi filmi. Ama başı ilginç. Belgesel gibi başlıyor. Bir yanda red-neck bir Amerikan çifti var, diğer yandaysa iyi eğitimli, orta sınıf bir çift. Bu iki çiftin yaşamlarına yıllar içinde bakılıyor. Red-neck çift arka arkaya çocuk sahibi olup 18 çocuğa ulaşırken, diğer çiftimiz ”doktoramı bitireyim”, ”ilişkimiz otursun”, ”finansal güvence sağlayalım” gibi mantıklı nedenlerle bekliyorlar. Aradan geçen yıllarda bir de bakıyoruz ki onların çocuğu olmamış, zamansızlık vs. gibi nedenlerden. Filmde ise dondurularak geleceğe giden bir adam var. Bundan 250 yıl sonra uyandığında dünya tam bir aptallar diyarı olmuş, adamımız da ortalama zekasıyla dünyanın en zeki insanı oluyor. Yüzyıllar içinde birinci çiftin benzeri aileler geometrik olarak büyürken, ikinci çift benzeri insanlar azalmış. Tamamen seçkinci bir bakış açısı olmakla beraber affınıza sığınarak evrimimizin geleceği açısından sizin gibi insanların üremesi gerektiğini düşünüyorum.
elif :
1 Ağustos 2010 | 03:01bissürü bissürü haklı nedeni yazmışsın ama ben bir toddler varken hemde acı acı bir terrible two iken ve emziriyorken ve çalışıyorken ve hiç hesapta yokken bir hamilelik yaşadım.
29 ay araları ve inan hamileliğime şaşırırken yepyeni bir eve taşındım hemde kocaman ve gayet güzel. Sonra işim rast gitti eşim iş değiştirdi hemde daha iyi gelirli, annem(öğretmen) hafta içi bir günü boş bıraktı seninkilerden daha uzak mesafede olmasına rağmen çıkıp bana rahatça gelebildi.
İlkinde çok uyuyabilen, yağlanan, kendini çocuğa karşı geliştiren bir gebe olmama rağmen çok uykusuz ve hayli haylaz olan çocuğum oldu.
İkincisinde ise kendime iki dk zaman ayıramayan, deli gibi araba tepesinde ordan oraya çalışırken ilkini de yanında taşıyan ve dinlenemeyen bir gebe olan ben. son derece uslu, sakin ve inanılmaz derecede gülen bir bebeğe sahip oldum.
Şimdi ikincisi birincisini görmeden durmuyor, birincisi ise kardeşimi kimse almasın diye ağlıyor. Zor süreçler geçirdik, geçiriyoruz ama zorluklar güzellikleri getiriyor.
Kiloyu dert ediyorsan bence aynaya bak hemde bir daha bir daha bu kadar güzel bir yüze kaç kişi sahip etrafında? Kardeşlik kadar güzel olgu olamaz. Herşey aynı olacak diye birşey olamaz, kendini kardeşi ile mukayese etmeyecek şekilde yetiştirirsen çocukları sorun olacağına inanmıyorum bakıcıyı falan.
İmkanlar doğrultusunda çocuk bakılır, çocuk doğrultusunda imkan yaratılmaz. o da anne-babanın inisiyatifinde olan birşeydir. Çocuk sadece ebeveyn sevgisi bekler, gerisini ancak ergenken takar.bugün odasını bırak, oyuncağı olmayan evi bile olamayan çocuklar var. Hayatında senin olamayacağın yerde onun yanında bir kardeşin olacağını bilmenin gururu başka şeyde yok.
Ve inan ikinciyi büyütmek birinciden %70 çok daha kolay.
Ben iki çocuk tecrübesinden sonra 3. ve hatta belki 4. bile düşünüyorum. İnşaallah gönlüne göre olsun herşey…
Sevgiler…
AyçA :
1 Ağustos 2010 | 21:14Elif yazını sabah saat 4.30 da geliboludan istanbula dönerken mola yerinde okudum.. okudum telefonumu kapattım öylece baktım otobüs kalkana kadar..
yine de benim için uzak görünüyor oysa oğlum ilk defa geçen gün bana kumda oynarken” anne benim rozi gib kardeşim olsun adını cengiz koyalım” dedi cengiz yazlıktaki komşunun 9 aylık bebeği! sonra da cengizin annesine gitmiş” ben anneme kumda kardeşim olsun istedim dedim adını cengiz koysun istedim” demiş.. şok yaşadım!
her gün kafama kakıyor hayat bunu! gönlüme göre olsun ya gönlüm henüz cesur değil o kadar…:)bu kadar yazdığın vaktin için çok teşekkür ederim..
Berna :
9 Ağustos 2010 | 00:26just do it
elif :
14 Ağustos 2010 | 16:56Bak sen şu şansa bende o tarihlerde gelibolu’daydım… Planlardaki gibi olmuyor hayat ve sanırım planlayarak da. Akşına bırakmak en ehveni…
Sevgiler..
Reichan :
22 Ekim 2010 | 13:54Deren 2,5 yaşında, kardeşi olsun istiyorum, ama hemen olursa ona ve kendime yeterince zaman ayırmamış hissederim kendimi diye biraz ara vermek niyetim var. Yaş geldi 35’e ne kadar ara verebilirim? Ya da, yaşadığımız şehir ortamını, stresli iş hayatını düşününce sağlığım da elverir mi ikinci hamileliğe bilmiyorum, ama istiyorum.
Ayça, ben tek çocuk olmayı biraz hüzünlü buluyorum. 1 tane kardeşim var ve hiç iyi anlaşamıyoruz, kendimi bildim bileli böyle, benden 2,5 yaş küçük. Ama kardeşim var. Deren’in de kardeşi olması için çabalayacağım. Hatta doğal bir yönetimi olsa da ikiz olsa keşke diye hayal ediyorum. Hayat kalabalık çok güzel, paylaştıkça. Varsın odalarımız az olsun, yataklar paylaşılsın, ıkae var bizi en küçük odalara bile sığdıran :). Eşimin 4 tane teyzesi 1 tane dayısı var hepsi de 3+1 evlerde büyümüşler, bayramlar, seyranlar cıvıl cıvıl. Avrupalı’lar bu konuda bize benzemeye çalışırken, biz de çok çocuklu devam edelim hayata 🙂
Zor konu gene de dünyaya birini davet etmek, hele ki şu musibet hastalık çok yakınlarımızda dolaşıp dururken.
SlingoMOM :
4 Kasım 2010 | 22:37Ayça,
İkinci çocuk zaten ilk çocuk için yapılıyor. Yalnız kalmasın, bir can yoldaşı olsun diye. Yoksa onun dışında tepetaklak olan hayat hiç düzelemeyecek şekilde bozulması demek.
Kariyere gelince o kararı vermek zor.
Ben Koray’ı bakıcıya teslim edemeyeceğime karar verip kendim büyütüyorum. Ev işleri için yatılı bir yardımcımız var allahtan. Kendi işin olunca evden çalışabilme lüksü oluyor insanın. Tabi oğlu izin verdiği müddetçe.
Ekonomik şartlar dışında gözünü karartıp ikinciyi yapabilirsin bence.
Kilo konusunun insanı sıkıntıya sokma ihtimali de cok sarsici.
Annen ve kayınvalidenin seninlşe aynı şehirde olmasından dolayı yat kalk dua et. Bende ikisi de İstanbul’da değil. Kuzenlerim ve dayımlar Bağdat caddesinde oturuyorlar. Ben Kemerburgaz’da. Hiç şansım yok :O
Aman işte zor, çok zor.
🙂
irem
demet :
25 Kasım 2010 | 08:35bence kardeşi olmalı !
zaman geçtiğinde asıl o zaman tüm bunlara rağmen olabilirdi anne , deyince yaşarsınız pişmanlığı…
Sibel :
8 Ocak 2012 | 07:22Sevgili nilay kızın seni günde 3 saat goruyomus kızına haksızlık olarak niye goruyosunki sen yokken kardeşiyle biarada olmak ona daha iyi gelmezmi daha az ozlemezmi seni saçma bı sebep bayanlar sadece 2 sene sonra harikaaaaaa bu kadar bencil olmayın o zaman hiç cocuk yapmayın tek cocuk cok zor cok
Ali Gültekin :
15 Ocak 2013 | 20:49Evin neşesi :))