Gecenin bu saatinde 2 senedir uyuduğum ve sanırım bu gece son kez uyuyacağım yatağımdan telefon klavyesinde blog yazıyorum.
Bir süredir dolu hikaye biriktirmişken kelimelere dökemedigim için yazmamış olabilirim zaten instagram çıktı hızlı paylaşım bloglari tüketti vefekat ben bugün WordPress uygulaması kurdum telefonuma zira bir süre bilgisayarımı açıp yazı yazma şansını sıkça elde edemeyeceğim gibi duruyor hayat karşımda.
Bu gece bu evde son kez uyuyacağım ( demiştim di mi?) ve bu evin diğer yaşayanları son kez sıralarını savdılar bunu tek başıma deneyimliyor ve üstelik köklerimi nereye saplayacağımı bilememenin heyecanını ve korkusunu göğüslüyorum. Son derece eter haldeyim!
Bir posta göndermek için adresimi isteyen bir arkadaşıma “adresim yok şimdilik” dediğimi anlattığım başka bir arkadaşım ne hissettiğimi sordu. Ağzımdan çıkan ilk ve iki kelime “özgür hissediyorum” oldu. Endişe ve heyecanın dizlerimin bağını çözmesiydi belki de özgürlük.
_Zor bir sene geçirdim._
Bu zorluğun içinde kendi içime bir yolculuk olan olan yoga hocalık eğitimini tamamladım. Kolay olmadi: tek odağı bırakmamaktı. Şükür bırakmamak için beni sıkı sıkı tutan dostlarım oldu. Yaşamlarını değil de kalplerinin içini bildiğim korkusuzca en derinimdeki utancimi korkumu acabildigim pırıl pırıl 22 kişi bir de bebek kadrosundan Arya kuzusu.
Sanma ki ben hep yumuşak huyluyum öyle güler yüzlü tatlı hep mutlu! : ne kadar sert hizalı kurallı takıntılı kontrol etme isteğiyle yaşadığımı ben yeni öğrenmeye başlarken senin böyle olmadığını sanman çok normal. Bu yol içinde köşelerimi yuvarlamayı, kontrol etsem de zaten ne olursa olduğunu, hizaya sokmak yerine kabın şeklini almayı en önemlisi alanıma gireceklerin beni ikna etmesi, alanına girmek istediklerimi de benim ikna etmem gerektigini fark ettim. İzin yoksa alan ihlali olamayacağını gösterdi bana her ne olduysa ve bu olanlar süresince alandan çıkartmayı uygun gördüklerim oldu. Hoopp gönderdim onları “sevgiyle” göndermeyi başaramadıklarım üzerinde çalışmaya devam ediyorum hala dişlerimi bilediklerim var.
_yoga matının üzerindeki duruşun her ne ise yaşamdaki duruşunun da o olduğunu görmeye başladım._
Teori her zaman kolay, ezber kolay. Pratiğe dökmeyi öğrenme yolunda bir arpa boyu yol kat etmemiş bile olabilirim.
Şimdi yuvamızdan ayrılırken boşlukta sallanıyor gibiyim. Misal bu seneyi evsiz ve okulsuz geçireceğiz! Bir sürü eşyamızı, kıyafetimizi paylaştım sevdiklerimle. İhtiyacım olmayan ne varsa ( ki kalanlar içinde var eminim hala) gönderdim, sadeleştirmek ve alan açmak için uğraştım. Hafifledim çokça ( hafif ve sade yaşadığıma da inanıyordum üstelik, ayıkla ayıkla bitmedi o hep az dediğim eşyalar!). Yollar, planlar değişebilir, sen planlarken hayat arkada akandı ama olsundu niyet koymak fena hissettirmiyordu!
Çünkü nedendi?
Hayat kısaydı, kuşlar uçuyordu.
Hayat ertelemeye gelmiyordu.
Hayat hayallerini sadece hayal etmekle harcanacak bir sahne değildi.
Bu evde hem çok güzel hem çok üzücü anılar bırakıp kapıyı kapatacağım. Belki de çocuk gibi ağlayacağım Sezen’ in dediği gibi. Ve o çocuğa ağlaması için izin vereceğim:
Seni duyuyorum çocuk. Ağlayabilirsin gel hatta koy başını göğsüme elimi sırtının ortasına yaslayacağım.
Seni duyuyorum çocuk. Kolay değil bitirmeler, gitmeler, gitmekten korkmalar ama hiç bir şey bilmiyoruz.
Diyeceğim.
Ve sevgili okur sanırım yavaştan blog yazmaya değecek yeni hayalleri hayatımıza sokuyoruz. Olursa olur olmazsa başka şey olur.
Bu arada bir de güzel Kaçkarlar kampı yaptık ana oğul. Hulya‘ nın gidişi olan bitenin en son, olabileceklerin ben baş noktasıdır benim için. Kaçkar’da hemen her yolda ruhu şad, mekanı cennet olsun diye yürüdük. Evimiz sevgiyle birakayım sıra ona da gelecek.
Bu yazı da bu sabah karşıma çıktı tam da biraz cesarete ihtiyaç duyarken. Bu yazıya vesile olan yola şükürler olsun.
İyi uykular o zaman.
Çünkü bu senin hayatın ve hayat çok kısa.
5
Yorumlar (5)
Pratik Anne :
24 Haziran 2016 | 16:49Yolunuz acik olsun.
Ayca Filiz :
26 Haziran 2016 | 21:21Ayca’cim, hersey gonlunce, sevgiyle, keyifle olsun. Bahsettigin seyi mi yapiyorsun bilemiyorum ama tum iyi dileklerim seninle.
Gulcin :
17 Ağustos 2016 | 22:16Kuş ölür sen uçuşu hatırla hayat mottolarımdan biri. köşeleri yuvarlamayı da o alanı genişletip daraltmayı kac yasında olursak olalım öğretiyor hayat. Öğrenmezsek yeni bir öğretecek durum çıkarıyor Kars’ımıza.Tanımamama rağmen gönülden bir yakınlık hissettim. Yolunuz bahtınız acık, Güneş’iniz bol olsun.
Elif :
25 Eylül 2016 | 10:23Yolunuz açık olsun ☺️💕🙏
Ayla :
5 Mart 2017 | 23:32Hayat kısaydı, kuşlar uçuyordu.
Hayat ertelemeye gelmiyordu.
Cidden gelmiyor, zaman geçinde anlıyoruz geçmişin sağlığın gençliğin kıymetini, umuyorum bu yazınıokuyan gençler de anlamaya çalışır