Hamileliğin son demlerine geldiğim şu günlerde daha da hassas olacağımı düşünüyordum. Hala işin eğlence kısmı beni daha çok ilgilendiriyor galiba. Halaoğlumla eğlenerek vakit geçirmeye çalışıyorum ki zaten vakit geçmiyor, aktivite yok.
Karşımda sarkık yanaklı fotoğrafa benzer bir bebek duruyor ve ben heyecanla ona bakarak kalan son bir iki günde her dakikanın bir gün gibi geçmesiyle savaşıyorum. Evde sessizlik hakim. Müzik dinleyemiyorum, yaptığım işi tamamlamadan başka bir işe geçtiğimi onu da tamamlayamadan eskisine geri döndüğümde fark ediyorum, çalan telefonlar çok hoş yalnız değilim ama anlatmaktan yoruluyorum. Cep telefonunu kapatma lüksüne sahip olamıyor bir anne adayı ne de olsa. Kapatamıyorum. Merak edenim çok bu çok güzel, yalnız olmadığımı bilmek de. Ama gerçekten ben de bilmiyorum Erin’imiz ne zaman gelmek isteyecek. Psikolojim her geçen gün daha da yoruluyor yoksa bedensel olarak hala cıva gibiyim; gün içerisinde ev süpürüp, yemek yapıp, ütü bile yapabiliyorum.
Hala hamileyim ama 9 ayı bitirdiğime göre bir iki kelime etmeye hak kazandım demektir; hamile olmak bazen çok yorucu, fiziksel olarak değil ya da ben rahat geçirdim ondan böyle rahat konuşabiliyorum ama ruhen insan aralarda çökebiliyor. Bir sürü test var her şeyden önce; ikili – üçlü testler, tiroitler, sonunda ilaç kullanmak durumunda kalmalar, şeker testi vs.. bir sürü test her ay ayrı bir heyecan ayrı bir stres, çok şükür onları geçtik ve genel olarak hep güzel geçtik.
Birde güzel tarafları var, misal yolda göğsünü gere gere gezebilirsin kocaaaman bir göbekle. Eskiden olsa minicik bir yağ parçası pırtladı diye 1 hafta yemeden içmeden kesilir kadın insanı ama bu öyle değil daha da büyüsünde belli olsun anne olacağım diye çırpınıp hatta “aa daha hiç bişiiyyy belli diil “ diyenlere açıp göbek gösterme sanatında ilerlersin bile, sonra yer verirler metroda otobüste, ayrıcalıkları vardır anne adayı insanın ve canı ne isterse bebeği bahane ederek yiyebilir. Bir can taşıdığını her saniye hatırlayarak ne kadar kutsal bir misyonu olduğu hiç aklından çıkmaz sokaklarda yürüyüş yaparken. Sonra bu dönem insanları tanımak için kadının hayatında önemli bir dönem bence. “Seni önemsediği” için sevenler ile “seni sen onları önemsediğin” için sevenler ortaya dökülür ve sen seçimlerini çok rahat yaparsın; üzüldüklerin de olur tabii ama gerçekler zeytinyağı gibi fırlar yüzeye, bundan sonra annesin doğru seçimler yapmayı öğrenmek gerekir sonra çocuğuna eğitim verecek kişi sensin. Annesini daha iyi anlar artık hamile insanı. Sorumluluk almak ne demek artık daha belirgin bir hal alır. İlk gençliğine – henüz çok gencim 🙂 – geri dönüp “keşke” diye aklından geçirdiği bir sürü gençlik macerasıyla yüzleşir. “Anneler hep haklıdır” sözü anlam bulur beynin bir taraflarında sıkıştırılmış hücrelerde. Ve anne olmak anne olmaya karar verildiği anda başlar ve ölene kadar devam eder çocuğun her ne yaşta olursa olsun.
Sonuç olarak hamilelik halleri güzel haller ve ben merdivenin son basamağındayım.
Bundan iki gün sonra oğlumuza nasıl ve ne zaman kavuşabileceğimiz belirlenecek. Şimdilik hayatımın en uzun iki günü olacak gibi görünüyor.
Yorumlar (6)
Açalya :
13 Mart 2007 | 01:52Ay ne guzel anlatmissin ya. Ayni seyleri yasiyoruz, hissediyoruz hep. 1 gun kaldi diye gorunce icim bir hos oldu 🙂
meltem :
13 Mart 2007 | 10:41Canım arkadaşım ne güzel bir yazı.her sabah ilk iş bi göz atıyorum ne var ne yok ayçada diye çok iyi düşündün bu site işini böylece seni her gün aramadan ama her anını takip edebildim. Heyecanla güzel haberi bekliyor olucam. Sevgiler
Gülin :
13 Mart 2007 | 10:52Canım günaydın,
Meltoş’un da dediği gibi her sabah bakıyorum sitene.Eline sağlık, senden haber almak güzel. Yazın çok hoş. Ben de 4 yıllık tecrübeli(!) bir anne olarak her sözünü destekliyorum.Sen burdayken de konuşuyorduk, oğluk hayatına katılınca daha çok hayatı anlamaya başlıyorsun. Ehh artık sonuna geldik. Az kaldı biraz daha sabır…Bu arada biz hep senin duygularına dahil olduk acaba baba ne durumda???İkinize de sevgiler.
Gelsin bakalım Erin; Ömer’ciğime bir arkadaş, zıpzıp daha:))))
AyçA :
13 Mart 2007 | 11:18@Açalya.. evet bu sabah bende görünce içim bir hoş oldu ama oluşum bunu farkında değil. eli kulağında ama durmuş dil çıkartıyor sanki bana” pışş-ıkk burası çok rahat biraz daha bekle” dercesine.
@Meltem.. takipçim olduğun için teşekkürler.. yorumlarda ismini gördüğüm zamanda ben çok seviniyorum ..:)
@Gülin.. Tecrübelerinden başından beri faydalandım..hakkını yiyemem valla. Ömer artık kocaaman bir ağabey ama zıpırlık konusunda ondan öğrenecek çok şeyimiz var misal odamıza bir züraSa aldık ve ben anne insanı züraSa diyerek sık sık Ömerin kulaklarını çınlatıyorum herhalde Erinde aynı şekilde öğrenecek bu hayvancağızın adını 😛
AyçA :
23 Eylül 2009 | 11:05Umarım sağlıkla bebeğinize kavuşursunuz =) Üzülmein üzülmek bebeğinizi de üzer bunu unutmayın;)
Elbet doğuracaksınız önemli olan sakin geçirmek bu dönemi diyelim..
Sevgiler
selen :
23 Eylül 2009 | 10:35Bende şu anda sizinle aynı durumdayım rahat bir hamilelik geçirdim ve oğluma ne zaman kavuşacağımı iki gün sonra öğrenicem.Ama çok yorulduğumu hissediyorum.bide şu daha doğurmadınmı soruları,beni çok üzüyor.