Yolculuğun 2. şehri Venedik merhaba. Interrail ile Avrupa diyerek genel bir bilgi vermiştim bir önceki yazıda ve yolculuğun ilk durağı Roma’yı 2 bölümde anlatmıştım. Bölüm 1 ve Bölüm 2 olarak bulabilirsin.
Ve Venedik! Roma’da geçen hasta günlerin ardından biraz toparlanmış olarak Termini istasyondan interrail biletimize dahil olmayan yaklaşık 3-4 saat sürecek ilk tren yolculuğumuz başladı. İnterrail biletini 4 ocak tarihli başlattığımız için bu yolculuğun biletlerini ayrı olarak satın aldık.
Venedik için yola çıkış tarihimiz 31 Ocak kalacak yer ayarlamak için araştırma yapma tarihimiz 30 ocak! Ne tatlı değil mi ? Yılbaşı üzeri kalacak yer bulma saflığındaydık. Venedik içinde yer bulmak zaten kolay değil bunun için bir durak ötedeki Mestre’ye gidiliyor genelde vefekat yılbaşı üzeri orada da yer yok; ne sanmıştık ki! Bir durak öncesi Mogliano Veneto ‘da bulabildiğimiz tek yer 4 yıldızlı bir otel oldu ve bu bizim normal olarak pek de istemediğimiz bir konaklama şekliydi. Not olarak eklemeliyim Venedi’ gidince Mestre’de kalmak yerine bir durak öncesi Mogliano Veneto iyi bir seçenek olabilir, sessiz küçü tatlı bir yer sadece 1 tren durağı ekliyorsun Venedik S.Lucia tren istasyonuna kadar.
Hayalimiz daha önce defalarca belirttiğim gibi çiftliklerdi orayı geçelim artık bence 🙂 couchsurf yaparız demiştik tabii ki yılbaşı ve noel derken kimseler evinde değildi ve bizi misafir etmek için kimseleri bulamadık. Böylece airbnb ile ev kiralamak en uygunu oldu derken 4 yıldızlı bir otele düştük. Eh hadi bu böyle olsun dedik demeyeydik de ne edeydik! Elimizde 10 yaşında bir çocuk sırt çantaları ile tren istasyonunda yatmak pek cazip gelmedi sonuçta. Akşam saat 8 sularında tren istasyonuna vardık. Kaldığımız otelin adı Hotel Villa Foscarini , Tren istasyonuna 5 dakika Venedik’e 2 durak ve 15 dakika uzaklıkta.Etrafı bahçelerle çevrili 16. yüzyıldan kalma şık bir ev olarak yazıyor her yerde. Bence de çok şıktı. Erin en çok kahvaltıyı sevdi ve aslında bende. Kahvaltıda bildiğin öğlen yemeğimizi de hazırlayıp yola çıktık 3 gün boyunca. Hem çok lezzetli hem çok çeşitli hem dışarıda bulamayacağımız gibi öğlen yemeklerimizi çantamıza koyup yola çıktık kaldığımız her gün. Evet bunu bir tek biz Türkler yaparız bence de 😉 Öğlen yemeği dediğim 2-3 ekmek peynir bir iki meyve bir de kahvaltıda alıp yemedğimiz yogurtlar sonuçta, yolda yanına bir de şarap aldın mı iyi gitti yalan yok.
Yılbaşı akşamı olduğu için odada kalmak yerine San. Marco meydanındaki kutlamaya karar verip hemen Venedik trenine atladık. Trenden inince gece karanlığında bir büyü karşıladı bizi. Herkes akın akın meydana doğru gidiyordu biz ise o kadar acıkmıştık ki yeni yıl beklesin dedik ve yemek yiyebilecek boş bir mekan aramaya başladık ve tabii ki uzun bir arama oldu bu. Sonunda fix menülü bir restorant bulduk. fix menüsü 25euro yazıyordu. Erin zaten hasta olduğu için haşlanmış makarnayla uğurladı eski yılı. Ben ise günlerdir pizza yemekten hamura dönmüş bünyemi fasulye ile şenlendirdim. Burada fiyat yazmamın sebebi ertesi gün aynı yerden geçerken aynı menüyü 11 euroya sattıklarını görmş olmamızdır. Yani sadece bizde olmuyor yılbaşı tarifesi bunu anladık!
Karnımızı doyurduktan sonra kalabalığa karışarak gittikleri yöne doğru devam ettik. Meydana yürüyerek ulaşamayacağımızı, ulaşırsak treni kaçıracağımızı ve biraz daha dayanamayacağımızı fark ettiğimizde Rialto köprüsünün altındaydık. O sırada ülkemizde tatsız olaylar yaşanıyordu biz bilmiyorduk. 2016 yılını geride bırakmış yeni yıla doğru gülümsüyorduk.
Gecenin sona erdiğini düşünürken son treni kaçırdığımızı bilmez adımlarla istasyona gittik. Tren gitmiş bir sonraki sabah 3 olarak görünüyordu. Yapabileceğimiz en iyi şey beklemek değildi tabii ki. Otobüs buluruz sandık o da yoktu. Bir taksi tuttuk. Venedik’ten otelimize yeni yıl hediyemizi alarak döndük!! 52euro!
Mutlu yıllar olsun dedik, sağlık olsun dedik.
Bir sonraki yazıda Venedik, Murano ve Burano geliyor.