4
1 —2 —3 Her bir gününde aynı hayranlıkla baktığım, bu dünyadaki yolculuğumda tanışmaktan en ama en çok memnun olduğum canım oğlum.. İyi ki doğdun!
Çok şükür.. minik benekler dışında eser kalmadı. İlk çocuk hastalığını atlattık. Bu sabah Erin yuvaya geri döndü. Su çiçeğini nereden aldığını bilmiyoruz, yuvada Erinden başka kimsede çıkmadı, etrafımızda da yok ?? Olması gerekiyordu oldu.. hayırlı hastalık denirmiş..hayırlısıyla atlattık 🙂 Atlatırken neler oldu? Erin’in bir doz su çiçeği aşısı olduğu için...
Ah pazartesi olsun neler edecektim ben sana BKM ve Pinokyo müzikali.. edeceğim hele dur sen. Ah pazartesi olsun oğlum roller blade ustası olsun diyecektim.. diyeceğim hele.. Ah pazartesi olsun bütün hafta sonu yaymışlığın verdiği rehaveti atıp çalışacaktım.. Pazartesi oldu çalışma kısmına başlayınca ilk iki madde bugüne kaldı.. Bugünün işini yarına...
Son günlerde bunlara gülümsüyorum çokça 🙂 Dün akşam Erin odasında tren yolunu kurarken kendisinden gelen türkü ile gülümseme sardı suratımı: BEN SENİ SEVDUGİMİ DÜNYALARA DUYDURDUUMM.. BEN SENİ SEVDUGİMİİİ DÜNYALARAA DUYDURDUM En küçük Kazım Koyuncu hayranı sanırım Erin. Bütün hayde albümünü ezberlemiş durumda! Aşağıda dinleyeceğiniz şarkısını baştan sona ezeberlemiş en çok...
Bu sabah uyandığımda bloguma yazmak istediğim oğlumun dün yuvada diktiği elbise ile ilgili heyecanlarımdı aslında. Düzenli olarak yuvaya başladığından beri sanırım ben de biraz düzene girdim. Sabah güne erken başlayıp, oğlumu ve koca kişisini uğurladıktan sonra evi toparlayıp, kahvemi koyup, kahve kokusuyla kahvaltımı ettikten sonra çalışmaya başlıyorum. Evden çalışmak hoşuma...