11

suskun değilim

her zaman olduğu gibi vakit bulamıyorum.. yoksa kelimelerim bitmedi elbet.. ve hayır asla söylenmiyorum…bu yoğunluk yorguluğu getirse de tadından geçilmiyor!!

yolda yürürken kendimi kelimelerle boğuşurken ya da bir işi yaparken cümlelerle savaşırken bulursam anlıyorum ki : vakit tamam! yazmalıyım. Nitekim biraz önce herşeyi bir kenara koydum ve evime, yuvama, sığınağıma koştum.

Bu aralar şu yukarıdaki fotoğraf gibiyim: içsel olarak. Dışsal olarak bir canavara dönüşmeye başladım. Şöyle ki, Erin’in hastalığı kendisini bir ağlama, isteklerini ağlama ile iletme, mızmızlanma, sürekli bacağıma yapışma gibi eylemlere yönlendirdi. Hastalığına mı huyunun değiştiğine mi yanayım !! yanayım yanayım işte. Benim mutlu, huzurlu, sevimli oğlum gitti başka biri geldi ve benim şu son günlerde içimde dans eden küçük kız çocuğu dışarıdaki anne kadın ile çatışmalar yaşamaya başladığından beri şu yeni gelen evdeki bacaksız ile büyük karmaşalar yaşıyorum. Tahammül sınırım biraz aşağılarda sürekli kendimi telkin ederken buluyorum : ayça hanım o senin çocuğun ve adı üstünde o bir çocuk!! Evet sokaklarda bağırıyor, biriyle iki dakika konuşturmuyor, sürekli arkasından başka cümle gelmese de “anneee anneee” diye bağırınıyor, hiç bir şekilde hiç bir oyunla tatmin olmuyor, okula gitmemek için binbir bahane buluyor ve sürekli ” arkadaşlarımı sevmiyorum iticem ben onları okulu sevmiyorum” diye dolanıyor ama o bir çocuk değil mi!! sakin kal anne kadın!! olmuyor ? beceremiyorum..

ve bu anne kadın, içimdeki şu kıpırdaşan, yeni bir yaşam kaynağı bulmuş, kendi içinde dans ederken sessizliği arayan ve bu arayışta kabuklarının kırılmasından canı acıyan küçük kız çocuğunu sürekli suçluyor, yargılıyor, kızı duyan yok Ayça hanımın iç kulağından başka. Anne kadın çaresiz biraz, küçük kız çocuğu kışkırtıyor Ayça hanım’ı .. anne kadın sürekli oğluyla kaliteli vakit geçirirken,tırım tırım oyunlar bulup,üretip en baş roldeyken şimdi biraz yardımcı oyuncu kıvamında takılıyor ortalarda. Haklı da aslında suçlamakta, ama bir yerlerde sıkışmış olan küçük hanım sıkıştığı yerden çıktı !! Ayça hanım ne edeceğini bilmiyor.. yetişemiyor her zaman ki gibi içeride dolanan bilimum hanımlara…

Şu okul meselesi da canımı sıkıyor ya! bu hafta son haftası. Haziranda Geliboluya gideceği için bir aylık kayıt yaptırdık, bakalım dönüşte baştan alacağız filmi!! Oysa ki nasıl da imreniyorum okuduğum bloglarda güle oynaya okula giden, annesine el sallayıp mutlu mutlu oyunlar oynamaya dalan çocuklara, en çok da annelerine..

Dönüşte bakacağız,artık bu konuyu düşünmek istemiyorum, bir hafta daha yanında gideceğim.

Seviyorum bloğumu ve bana kazandırdığı dostlukları; arada alınan derin bir nefes, tahta bir masa, 4 kadeh, 4 güzel insan, iki minik güzel insan, ellere bulanan simsiyah mangal kömürü, sulu sulu bir çipura yanında buz gibi beyaz şarap, bol çikolatalı bir browni, yunancaya duyulan özlem, ada yaşamına küçük kaçamak bir bakış, dostça bir hoşçakal…ne iyi ettik de iğde kokularını duymaya gittik adaya, ne iyi ettin de ” e hadi kalkın gelin” dedin be Nurdan..

e bitti bu kadar…

Paylaş :=)

Yorumlar (11)

  1. Yanıtla
    sümeyye :

    bence her şeyi layıkıyla yapıyorsun..
    ben şunu kesın aldım sayende.. ınsan her konumda her sekılde bu yetişemezliği yaşıyor.. hele kı cocugu ıle dolu dolu vakıt gecıren sen (masallah) bır sanıye bıle Erin e yetısemıyor hıssı yaşama.. hem bütün duygular bızım ıcın..her an sakın her an sabırlı her an olumlu bır anne,ınsan,eş olmak zorunda değiliz hiç birimiz..
    böyle zamanlar gelip geçer.. sen o fotoğraf karesınden aldıgın hazzı anlattıgın cümlerden başkasını çok ta hatırlamayacaksın bir süre sonra.. sen zaten çok iyisin bir çok konuda.. 🙂 kocaaman maşallah hatta!

  2. Yanıtla
    brajeshwari :

    Hepimiz yasiyoruz aslinda bunu… Bazen içimiz ile dışardaki dunya eslesmiyor, zaman yetmiyor… Bu durumlarda gercekten telkin en iyi yontem… ve soylenmemek belki de… İsin icine bir cocuk,kendi cocugun girince daha zordur mutlaka…

    Ama simdi belki de.. sunlari yazmali bunlar yerine..
    İcim cok sakin mutluyum. Erin çok sakin ve huzurlu.. Kolaylıkla ve severek okula gidiyor, okula alisma suresince onunla olmaktan ve bu dakikalari paylasmaktan mutluyum… Erin sakin, saglikli ve mutlu bir cocuk…

    Ben yazidklarindan bunu okudum. Sonra ne güzell dedim.. 🙂

    Sevgiler…

  3. Yanıtla
    Açalya :

    “susma, sustukça sıra sana gelecek” o halde…

  4. Yanıtla
    kiraz :

    oyle degildir Ayça, sıkma sen canını, hem ne biliyorsun evet belki okula sevinerek gidiyor ama baska bisey var cok yer kaplayan huzun hanesinde, yazilmiyor blogda? Yani hepimizin hayatinda biseyler var iste, anladin sen dedigimi.
    Duzelecek, iyi gelecek ona bu tatil biliyorum ben 🙂

  5. Yanıtla
    Yasemin şentürk :

    Merhaba , blogunuzu yeni yeni takip eder oldum … bence tarzınız bir anne için yeterince gayet iyi ben daha yolun başındayım ,oğlum 8.5 aylık .Sizin ki gibi blogları takip edip neler yapabilirim, neler beni bekliyor diye şimdiden telaşına düştüm .Çalışıyorum ve oğlumun her zaman yanında değilim hep bu eksiklik içimde olacak biliyorum ve bazen büyük çelişkiler yaıyorum . Bu yazınız o kadar içten ve samimi olmuş ki … Bence çoğu anneye tercüman olmuşsunuz .

  6. Yanıtla
    Züzü :

    Ayçacığım,

    Babam derdi ki “Çocuğun hasta olduğuna değil huy değiştirdiğine yanarım” :)…Her hastalık sonrası huy değiştiriyor bu minik adam ve minik kızlar…Çok zor biliyorum, ama herşeyiyle sakin, sessiz ve mükemmel derecede uyumlu olan çocuk yok, varsa da 1-2 tane…Geçecek…

    Ahtapot kadın olmanın anlamı yok, bu sadece bize zarar veriyor, her zaman herşeye yetişip sakin, sabırlı ve mükemmel olamıyoruz…Bunun içinde kendini suçlama lütfen…Her anne senin yaşadıklarını yaşıyor,başını alıp gidesi geliyor, off yaa banane oynamayacağım işte dediği oluyor…Sırf sen mi sandın???:)))Yok canım hepimiz yaşadık ve hala yaşıyoruz…İnsanız, her zaman olumlu ve sakinliğe programlı bir makine değil…

    Az kaldı bitecek sonra sen bile hatırlamyacaksın :))))

    Sevgi ve ışıkla kal,

  7. Yanıtla
    AyçA :

    @Sümeyye ..aslında eskisi kadar dolu doluvakit geçiremediğim gibi oyun oynamayı da beceremiyorum 🙁 niye böyle olduğunu da bilmiyorum. yoruluyorum.. bu da kendimi suçlu hissetmeme sebep olup böyle yazılara dönüşüyorişte :=) teşekkür ederim :=)
    @Burcu ve brajeshwari.. dün gece yorumuna onat verdikten sonrsa sanırım 5 ila 10 dakika arası bıraktım her şeyi.. göz yaşlarımı da..yazılarını bildiğim için yazdıklarını daha farklı değerlendirdim sanırım. güzel insan teşekkür ederim.. bir gözümü kapatmışım ben de iki satır ile araladım..bu sabah okula bir başka geldik.. ve ilk başta ağlamasına rağmen şu andaiçeride suratıma bakmadan oynuyor.. duruşu değiştirmek gerekiyor bazen..çok teşekkür ederim..
    @Açalya yok canım ben susamam zaten.. ancak son zamanlarda suskunluk değil de sessizliğin tadını almış biri olarak sessiz kalmayı öğrenmeye çalışıyorum.. :=) bir ara bunu da yazacağım biraz daha tadını almam lazım..
    @İlkay biliyorum var tabii herkesin hayatında..belki de yazarak konuşarak yapamadığımı yapıyorum..konuşamıyorum çünkü..konuşsam da sanki duyulmuyor gibi hissediyorum am ayazmak başka yazdığım zaman benim dilimi konuşan birileri oldupunu görmek beni rahatlatıp belki de yapacağım bazı yalnışlardan geriçeviriyor..aww.. çok uzun anlattım yine 🙂
    @Zümrüt sanırım sorun ahtpot kadın olma derdi! olamıyorum işte :=) olamayacağım da..olduğum zamanlar da oldu ama artık olamıyorum 😀 kollarım her yere EŞİT yetişemiyor!! ve evet bazen ” bana ne ben oynamıyorum” diyerek omuzlarımı silkiyorum.. işte o zamanlarda yazıyorum!! :=) ve geçiyor…
    @Yasemin merhaba, hoşgeldin öncelikle.. teşekkür ederim yazdıklarına.. çelişkileri kim yaşamıyor ki .. uzun zaman çalışmadan oğlumlaydım !! yine çelişkiler doluydu..anne olmanın getirisi sanırım bu.. bir de başka bloglara çok bakma yani okuma demek değil bu :=)) her çocuk farklı bunu göz ardı etmemek gerekiyor blogları okurken .. ..sadece güzel olanları alıp kendi hayatına harmanlarsan eminim çok daha huzurlu olacaksın..diyene bak yukarda ne yazmışsın burada ne diyorsun da deme olmaz mı ? :=)

    hepinize destek için teşekkür ederim:=)
    bazen duymaya ihtiyacı oluyor insanın değil mi bilse bile :=)

  8. Yanıtla
    asli budak :

    Sevgili Ayca,
    Simdi ben son derece konu disi bir soru soracagim:)) Ferikoy civarinda oturuyorsunuz gibi bir sonuca vardim yazilarindan, ya da o civari iyi bildigin… Ferikoy Necdet Kotil llkogretim Okuluna atama istemeyi planliyorum ben, acaba bir fikrin var mi okul ve cevresi hakkinda? diye sorsam, yardimci olabilir misin?

  9. Yanıtla
    damla :

    Sanırım Erin büyüyor 🙂 Henüz bir çocuğum yok ama kardeşimle aramda 6 yaş fark var. Ve bu yaşlardayken hem anneme hem bana nasıl kök söktürdüğünü biliyorum. Sanırım bu yaşlar birey olmaya, herşeyi yokuşa sürmeye başladıkları yaşlar. Kendini ifade etmeler genellikle aileye rest çekmekten geçiyor gibi sanki. Benim en korktuğum yaşlar bu yaşlar, oluruna bırak ve kendini suçlama. Eminim en iyisini yapıyorsun ve doğru davranıyorsun. Bu gibi durumlarda acaba nötr davranmak mı gerekir. Kayıtsız, duvar gibi, için kan ağlasada. Bir psikolog olsa da söylese 🙂

  10. Yanıtla
    berrah :

    Ayça merhabalar, isminle hitap ediyorum çünkü bloğunuzu sıkça ziyaret edenlerdenim. Azca yorum yazsam da hergün tıklıyorum Bu yüzden olsa gerek yakın hissediyorum kendimi..
    Öyleki iyi bir fotoğraf makinesi alma isteğindeyim, fotoğraf çekmeye, özellikle oğlumu pozlamaya bayılıyorum. (www.mehmetsaid.com oğlumun bolca fotosu mevcut) Tabi aynı zaman da eğitimini de almak istiyorum…
    Bu konuda, ilk yardım alacağım profesyonel olarak seni bilirim:) Amerikaya giden bir yakınıma sipariş edeceğim. Digital DSLR fotoğraf makinesi almak istiyorum…
    Senin kullandığın makine hangisi, özellikle canon olmalı. Tavsiyelerini sabırsızlıkla bekliyorum…
    Bana canon eos 500D’yi tavsiye edenler oldu, bugünde eşime eos 50d ve eos 40d yi tavsiye etmişler. Sen canon’un hangi modelini tavsiye edersin.
    Ayça nolur yardım eeeet:D

    Mail attım ama görmeme ihtimaline karşın burayada yazdım:)

  11. Yanıtla
    kaan dayı :

    Özledim ayça, seni özledim, alpayı özledim en çokta erinimi özledim… Çok özledim …

Yorum bırak