Bu hafta SEK, Beslenme Uzmanı Taylan Kümeli’yle gazeteci ve blog yazarlarını, “SEK ile Yaza Merhaba” sohbet toplantısında bir araya getirdi ben de bu güzel kahvaltı davetini geri çevirmedim.
Fotoğraf: Yeşim Mutlu
Süt hakkında benim fikirlerimi biliyorsun sevgili okur, daha önce çokça yazdım. Ben bir çiğ süt kullanıcısıyım, yaklaşık 3 senedir. Güvendiğim, çiftliğini gönül rahatlığı ile gezip tanıdığım harika bir üreticiden temin ediyorum sütümü. Çiğ sütümü de öyle çok kaynatmıyorum, hafifçe! Hatta çiftlikte Erin’in direkt sağılır sağılmaz içmişliği vardır! Sorgulamıyorum bile!
Sütü de süt olarak çok fazla tüketmiyoruz. Ancak Erin süt içmek isterse elbette içebilir. Hala inanıyorum ki dünya üzerinde kendi annesinin sütünden başka bir canlının sütünü tüketen tek canlı insanoğlu yani bizleriz bir de bizim faydalı olduğunu düşünerek beslediğimiz kedi ve köpekler. Bundan sebep çoğunlukla sütten türetilen yoğurt, peynir, ayran tüketmeyi ailece tercih ediyoruz, doğaya bakıyoruz.
Ben bu toplantıda çok uzun kalamadım, kaldığım süre boyunca dinlediklerimi not olarak toparlayamıyorum ancak katıldığım süre içerisinde beni en çok rahatsız konuyu gündeme getirmek istiyorum.
Sütü sade olarak tüketemeyenlerin Nesquick ile tüketmeleri ve çocuklarında bu şekilde vermeleri.
Bir önceki Ender Saraç yazımı hatırlatarak diyorum ki : Yapmayın!
Nesquick içeriğinde neler var bir bakalım:
İçindekiler: Çikolata tozu (65%), şeker, mineraller (magnezyum karbonat, dipotasyum fosfat, çinko sülfat), emülgatör (soya lesitini), vitamin karışımı (vitamin C, niasin, vitamin D, pantotenik asit, vitamin B6, vitamin B1, folik asit), iyotlu tuz, ayçiçek yağı, doğala özdeş aroma (vanilin), tarçın. [Eser miktarda: Buğday proteini (gluten), süt proteini]
Süt kendisi yeterince şeker kaynağı bir de içine extra şeker eklemek .. ne gerek ?
Tek başına içilemiyorsa, beden bunu kabul etmiyorsa vardır bir bildiği, içmek için zorlamaya ne gerek ?
Diyelim içmek istediniz ama tek başına tüketemiyorsunuz: Keçiboynuzu tozu, organik ( adil ticaret) kakao, hurma suyu, bal ile de tüketebilirsiniz ( sıcak süte bal koymuyoruz 40 derecede toksine dönüşüyor bilgisini tekrarlayacağım)
Süt içemiyorsanız ayran içebilirsiniz, çocuğunuza ayran verebilirsiniz.. neden olmasın.. peynir, yoğurt olarak tüketebilirsiniz. Yoğurdun içine sevilen meyvelardan ekleyebilirsiniz, bir sürü alternatif var, neden içeriğinde bir sürü madde olan nesquick ?
Evet bu küçük beni rahatsız eden konudan sonra devam edebilirim. Ben çiğ süt kullanıyorum dedim ama ikinci kullandığım süt ise günlük pastorize süt. Bugüne kadar şişe süt alıyordum dün ilk defa SEK’in kutudaki pastorize günlük sütünü denedim. Oldukça başarılı hem de küçük kutularda olması da keyifli ancak merak ediyorum, sorgulayan tüketici olmaya çalışıyorum:
Şişe içerisinde 4 günlük ömrü olan pastorize süt kutuya girince daha uzun nasıl dayanıyor? Paketleme tekniği olduğunu düşünüyorum, toplantının sonuna kadar kalamadığım için soramadım belki soran olmuştur ya da bilgisi olan paylaşır yorumlarda.
Bir de yeni bir ürün çıkartmış NANELİ AYRAN. Ben yine ayranı kendi evimde yaptığım yoğurttan hazırlıyorum, içine nane, fesleğen ve zencefil tozu koyarak harika bir karışım elde ediyorum ancak bu ayranı da beğendim. Dışarıda elimin altında naneli ayran olmasını bilmek güzel 🙂
Taylan Kümeli’yi bulmuşken, geçenlerde gittiğim Kayropraktik Doktorunun tiroidimden dolayı glutensiz ekmek yemem gerektiğini söylediğini hızlıca sordum. Tiroid hastalarının glutensiz ekmek tüketmesi doğruymuş 🙁 Bana son yazdığı Gluten Duyarlılığı yazısını okumamı önerdi.
Bunun dışında bir kaç öneri daha aldık kendisinden.
Diyelim ki canınız çikolata kaçamağı yapmak istedi, yanında mutlaka bir parça süt içmekte fayda varmış. Çikolatanın şekeri kana hızla karıştığı için süt emilimini yavaşlatırmış.
Aynı şekilde baklava gibi tatlılar yediğinizde yanında yoğurt, ayran tüketmek şekerin kana karışmasını yavaşlatıyormuş.
Eğer bütün besinlerin yanında kalsiyum kaynağı içeren birşey bulundurursanız, yağın vücuttan atılmasını hızlandırırsınız. Bu da benim doktorumun bir dediğinin sağlaması oluyor. Diyelim dışarıdasınız ve kebap yemek durumundasınız. Yanında bol miktar dayeşil biber, maydonoz, roka, tere tüketirseniz o öğün size kilo aldırmaz der kendisi! 🙂 Tabii etin üzerine kimyon da eklerseniz nefis!
Ve son olarak karın bölgesindeki yağlardan şikayetçi hanımlar :
Akşam yemekten sonra iki dilim ananas (konserve değil gerçek ananas) ve yanında bir bardak süt veya 30 gr. peynir veya yoğurt 1 ay boyunca tüketin. Bunu 1 ay deneyin sonucu görün dedi! Benden söylemesi! Ancak meyveleri yemeklerden iki saat sonra tüketilmesi gerektiğini der benim doktorum!
Benim doktorum diyip duruyorum ya o da yakında 🙂 önce geçen sene kaldığım 66 kiloyu göreyim hele!
Evet yazının sonuna geldik, çiğ süt UHT süt, pastorize süt eminim herkesin kendince seçimleri var 🙂 benden paylaşması!
Son olarak Taylan Kümeli çok güzel bir kadın! 6 ay önce anneanne olmuş,
“belki” diyor “bir bebek daha yaparım” “o halde bende sizin yanınızda olurum koşa koşa” dedim 😉
Ne sorduysam içtenlikle cevap verdi, şimdi dönüp evdeki kitaplarını biraz daha farklı bir gözle, O’nun sesiyle okur, tariflerini de şu çılgınca zayıfladığım dönemde ( evet zayıflıyorum!! ) yaparım keyifle!
Sevgiyle..
Yorumlar (18)
bernacan :
23 Mayıs 2012 | 16:59Bildiğim kadarıyla pastorize günlük sütlerin de pastorize edilme derecelerindeki farklılıktan kaynaklanıyor SKT sürelerinin uzunluğu ya da kısalığı. Burada önerilen, ne kadar kısa o kadar iyi şeklinde. Ama, kutu ambalajların da koruyuculuk anlamında(direk ışığa maruz bırakmama+ısı yalıtımı) pozitif etkisi olabilir. Benim görüşüm cam sağlıktır şeklinde 🙂
Bu arada, benim de yanımda olur musun koşa koşa, kasım aralık gibi :)))
Ayça Oğuş :
23 Mayıs 2012 | 17:02aaa nasıı yani ? :)) olurum tabii 🙂 negzel haber bu 😉
tijen :
23 Mayıs 2012 | 20:37aycaaaa ne olur biraz daha biseyler yaz su ananas ve yogurt icin ya:)lutfen oyle bi dokundurup kacmak olmaz…ananas sekerli degilmi?aksam yemeginden hemen sonrami yoksa normali gibi 2 saat sonrami?
Ayça Oğuş :
23 Mayıs 2012 | 21:18valla bu kadar dedi 🙂 ama konserve almazsan ananası kendi şekeri olacak içinde ve yanında yogurt beyaz peynir tüketirsen de işe yarayacak .. genelde meyveyi yemeklerden 2 saat sonra derler ama .. artık herkes birşey diyor 🙂 hemenyemek üstüne yeme de 🙂
Özlem Eren :
23 Mayıs 2012 | 21:53Ayça Merhaba,
Günlük süt konusuna ben de katılıyorum. Hatta şöyle bir tecrübem var. Tatile gittiğimizde açılmamış günlük şişe sütü dolapta unutmuşum. 15 gün sonra döndük ve sırf meraktan açıp tadına baktım. Sonra tamamını da kendim tükettim. Tadında değişiklik yoktu. Bende de 🙂 Son kullanma tarihinin üzerinden de 13 gün geçmişti. Yani üzerinde 4 günlük tarih 10 günlük tarih varmış çok da önemli değil bence. Bunların tamamen pazarlama taktiği olduğunu düşünüyorum. Ben yoğurt, dondurma, tatlı türü şeyler için bildiğim yerden açık süt alıyorum. Fakat sabah içimi ki maalesef her sabah sade süt içmeye alıştılar günlük süt veriyorum. Maalesef kızım tad ayrımı yapıyor açık sütte bu kaymaklı diye. Günlük süt içiyor ben de hiçbir şey olmasa da su niyetine deyip veriyorum. Uzun ömürlü pastörize sütten mutlaka artıları ve işlem farklılıkları vardır ama günlük falan değil. yazıldığından daha da uzun ömürlü. Sevgiler…
Ayça Oğuş :
23 Mayıs 2012 | 21:55süzgeçten geçirerek bardağa koyarsan kaymakları gidiyor aslında 🙂 günlük süt de olur bence uht lerden iyi :)bence tabii :)ama ilginçmiş yazıldığından uzun ömürlü olması 🙂
Senem :
23 Mayıs 2012 | 23:12Merhaba Ayca,
Unuttun beni ama yogunluguna veriyorum, umut kesmedim 🙂 Sut konusunda bilinclenmemde cok katkin oldu, sagol. Romanya dayken keci ( onlarin emzirdigi donemde de inek ) sutu bulabildigimiz bir ciftlik vardi. 2-3 haftadir Dubai deyiz ve bu yazi itibari ile yine cig sut arayislarim basladi ! Saniyorum burada DEVE SUTU 🙂 bulunabiliyormus, belki.. Cesitli hastaliklarin tedavisinde kullanildigini okudum, bakalim nedir, nasil olur, ogrenmeye calisiyorum. Bilgisi olan varsa lutfen paylassin, sevgiler.
Ayça Oğuş :
24 Mayıs 2012 | 00:00ya Senemmmm.. haklısın 🙂 mailini de saklıyorum hala yazıcam cevap ama aşağılarda kaldı sanırım .. yarın oldu mu? 🙂
Senem :
26 Mayıs 2012 | 00:56yarin oldu 🙂 bu arada deve sutu buldum 🙂 kokusu biraz tuhaf ama benim ufakliklar yadirgamadi
tijen :
24 Mayıs 2012 | 00:00tamamdir ,saol,burda taze ananasdan bol bisey yok,(chile´de)cok tesekkurler
serpil :
24 Mayıs 2012 | 17:23merhaba , yorumları ve yazınızı okudum görüşlerimi paylaşmak istedim. dünyada başka bir canlının sütünü içen sadece insanlar görüşüne katılamıyorum cunku bunu kullanma ve hazırlama gibi bir durumları yok diye düşünüyorum başka bir hayvanın sütünü alıp nasıl içecekler diye düşünüyorum. günlük sütlerin tetrapak kutulara girip dayanma süresinin artması sadece paketleme tekniğinden kaynaklanıyor yani içersine başka bir madde konmuyor. ayrıca cam şişelerdeki süte göre ışıktan etkilenen vitaminlerin kaybolması riski de azalıyor.
Ayça Oğuş :
25 Mayıs 2012 | 14:04ihtiyaçları olsa mesela bir maymunun gidip inek memesinden süt içerdi hazırlamalarına gerek olmazdı. doğa herşeyi iyi biliyor biz düşünen beynimizle müdahele etme artısına sahibiz sadece, benim fikrim bu.
Bana göre kutuya giren her gıda maddesi bir çok özelliğini yitiriyor,tazecik sağılmış bir süt ile tetrapak paketindeki sütün damağımda bıraktığı tad farkına bakarım ben.. ciddi bir fark var ..
buket :
24 Mayıs 2012 | 23:05Pastörizasyon işlemi sütü ortalama 70 C’de 20 saniye tutarak yapılır, UHT (Ultra high temperature) ise 120 C 15 saniye kadar. UHT teknolojisi daha yüksek sıcaklıklara ulaştığı için pastörizasyon sırasında ölmeyen daha yüksek sıcaklığa dayanıklı bakteriler de ölür bu yüzden daha uzun ömürlüdür ancak bu sıcaklıkta sütte bulunan besin maddeleri de bir miktar zarar görür. Aynı şey evde kaynatma için de geçerlidir hatta hızlı soğutma imkanı olmadığı için süt daha çok besin değeri kaybeder. Keşke bahçemizde inek olsa da hemen sağıp içebilsek ama yok ne yazık ki. Hızlı tüketebilecek gibiysem ben pastörize almayı tercih ederim.
Son kullanma tarihi geçmiş ürünü kullanırsanız kesin hasta olursunuz diye bir şey yoktur. Süt örneğinden gidersek, üretildikten sonra her geçen gün sütün tadında değişimler olur, bu değişimlerin fark edildiği gün ürün raf ömrü için bir kriterdir. Aynı şekilde her gün sütten numune alınarak mikrobiyolojik ve kimyasal analizleri yapılır, bunların sonuçları da birer kriterdir.Bu üç analiz sonucu değerlendirilerek optimum bir raf ömrü belirlenir.
Markette gördüğümüz ürünlerin rafa çıkmadan önce uzun bir süreci var. Ürün üretildikten sonra depolanıyor, analizleri yapılıyor, başka şehirlerdeki depolara sevk ediliyor, buradan dağıtımı yapılıyor, marketlerin depolarında bekliyor, rafa çıkıyor. Bütün bu süreçte ürünün raf ömrünün kısa olması firmaya çok büyük dezavantaj çünkü büyük marketler raf ömrünün atıyorum üçte birini doldurmuş ürünü kabul etmiyor. Kendi raflarında üçte ikisini doldurmuş olanlarıysa iade ediyor. Bu iade edilen ürünlerin çok büyük bir oranı imha ediliyor. Pastorize süt kârlı bir ürün değil, tüketici talebi olduğu için piyasada. 4 gün raf ömrü vermek pazarlama stratejisi olamaz bu yüzden.
10 yıldır gıda sektöründe olan birinin ampirik, teorik ve deneysel bilgilerinin harmanıdır efendim 🙂
Ayça Oğuş :
25 Mayıs 2012 | 14:05Teşekkürler 🙂
yesilanne :
25 Mayıs 2012 | 23:58Ayça, paylaşım için önce teşekkürler. Yorumları okumadım henüz, belki soran olmuştur ve fakat ben yine de soracağım. Lütfen söyle nasıl zayıflıyorsun? Ben de hipotroidi var ve başımın belası senelerdir. Yazı kesinlikle çok şey öğretti çok teşekkürler. Ananas, peynir ve çay üçlemesini kesinlikle deneyeceğim.
Sewvgiler
Ayça Oğuş :
26 Mayıs 2012 | 11:40Yeşil anne ben bundan yaklaşık 1 ay önce Dr. Buğra Öktem ile ayurvedik detoks yaptım virechana detoks ve hala kendisinin kontolünde doğru beslenmeyi öğreniyorum bu arda kilolar gidiyor 🙂
ferda :
19 Haziran 2012 | 01:16Merhaba Ayça,
Çiğ sütü nereden alıyorsun?
Sevgiler.
ilki :
22 Kasım 2013 | 20:21sevgili ayça ben de istanbulda oturuyorum organik ürünlere takmış durumdayız bu ürünlere sizce en doğru nerelerden alabiliriz ayrıca sütünüzü hangi çiflikten alıyorsunuz paylaşırsanız çooook seviniriz sevgilerlee