Günler sürekli dışarıda gezerek geçmiyor,geçemiyor;bende bir insan evladı olarak evimde oturmak istiyorum tabii.. evde kaldığımızda da bazı aktiviteler yapıyoruz. Özellikle sabah saatleri çocukların zihinlerinin en açık olduğu saat dilimi o yüzden her sabah “disiplinli aktivite” kapsamında bazı oyunlarımız oluyor. Bu şu demek her sabah 10’ar dakikadan yarım saat üç aktivite. Biri mutlaka kitap okumak, diğer ikisi ise el becerileri. Bunlar mutlaka masa başında yapılıyor mümkünse kendi masasında.
Bir dönem YA_PA’nın verdiği hizmetten yararlanmak için görüşmeye gitmiştik daha sonra memnun kalmadığımız için devam etmedik. Memnun kalmamamın en baş nedeni ise her çocuğa aynı muamele yapılıyor hissiyatı oldu. Sadece gözleme dayalı olarak bize verilen bilgiler bence eksik ve havada kaldı. Bir çocuğun ne seviyede olduğu sadece gözlem ile tespit edilemez diye düşünüyorum ki bunun için benim pek de hevesli olmadığım bir takım testler mevcut. Çocuğun neye yatkın olduğu, ilgi alanının neye daha fazla olduğu gibi konular sadece 45 dakikalık tanışma görüşmesinde gözlemyerek elde edilemez diye düşünüyorum. Üstelik görüşme sonucunda oradan size ZORUNLU olarak yapmanızı istedikleri aktivite için ürün satmaları ise eksi puanların ikincisi idi. Her neyse sonuç olarak devam etmedik ama orada bir şey hoşuma gitti: bize önerilen disiplinli saat. Bunu kendi çabalarımla devam ettiriyorum.
Aktivitelerden biri boya. İlk zamanlar mum boya ile başladık. Erin başta pek ilgi göstermese de bu ay mum boyalara ilgisi arttı hatta düz çizgiler yerini yuvarlak çizgilere bıraktı. İkinci aşama olarak parmak boyayı tercih ettim. Geçen sabah ilk denemesini yaptık,son derece keyifli geçti: her tarafımız boya içerisinde 3 tane sanat şaheseri yarattık 🙂 Ben ilk deneme olarak hazır boya aldım ancak evde de parmak boya yapılabiliyor. Toparladığım kadarıyla boya tarifleri burada.
İkinci aktivite kaşık kullanmayı öğrenme. Yemeğini kaşıkla yemeyi bir süre önce çözmüş olmasına rağmen bu egzersizi yaptırmaya devam ediyorum. İkinci aşaması bıçakla kesmek olacak; henüz başlamadım. İki kap alınır birine nohut,mercimek,fasulye gibi kuru malzemeler konulur. Bir kaşık bir de çocuk eklenir. Başlamadan ne yapılacağı anlatılıp gösterilir. En sonunda kaşığa doldurmaktan sıkılan çocuk nohutları eliyle kaşığa koyarak oyuna 10-15 dakika içerisinde son verir 🙂
Tabii tek aktivite yapan Erin değil. Bende son 1 haftadır istikrarlı bir şekilde sabah uyanınca sporumu yapıyorum.Şaşırtıcı ama Erin uyanıkken yapıyorum. Gözlemlerimize göre Erin tek başına oyalanmak konusunda ilerlemesi gerektiği kararını aldık bu sebeple o uyanıkken artık sporumu yapıyorum. Erin bu arada kitaplarına bakıyor,beni taklit ediyor, çalan mizikle dans ediyor 🙂 Spor yapmak son zamanlardaki uyuşukluğuma son verdi sanki,daha enerji dolu olmaya başladım, bir de yemek kısmına müdahele edecek güce geldimi ruhum!! işte o zaman bu iğrenç kilolarımdan kurtulacağım..
Bir diğer konum ise “emzirme”. Uzun zamandır gece emzirmelerini kesmiştim(k). Alpay sağolsun gece bu konuda çok destek oldu. Şimdilerde bazen gecede bir kere uyanıyor ama bir kere bazen sarı damarı tutmuşcasına 1,5 saat! olabiliyor ve Alpay büyük bir sabırla bu zamanı birlikte geçiriyor, bazende sabah saat 05:30’a kadar uyuyor ama saatlerimiz 05:30’u gösterdiğinde içeriden “annyee” diye bir ses emzirme seanslarının başladığını haber veriyor üstelik tüm gün durmamacasına. Ancaaakk ancakk bir haftadır gündüzleri sadece uyumak için emmek isteyen Erinde bir değişiklik söz konusu. Gündüz uyandıktan sonra bir öğlen uykusuna yatarken, bazen akşamüzeri bir kere ve gece uykusuna yatarken olmak üzere üç kere emziriyorum yani durum artık bu sıcaklarda beni delirtmekten son derece keyifli bir hale dönüştü. Son demleri olduğundan mı yoksa az emdiğinde az yorulduğumdan mı?? bilemedim; şimdilerde sıkıldığım emzirmenin bitecek olması biraz hüzünlendiriyor beni, tıpkı tüm sona erdirmiş anneler gibi. Duygusal bir durum ancak işin suyu çıktığında delirtecek bir durum 🙂
Bütün bu enerji yüklemesi ile günlerim daha keyifli geçiyor ve geçen gün balkonda akşam üzeri çayımızı içerken düşündüm de: bu dünyada bir anne için çocuğuyla karşılıklı sohbet ederek çay içmesinden, hafif esen yaz rüzgarında günü sonlandırmasından daha keyifli ne olabilir ??
Yorumlar (17)
Sabahnur :
21 Temmuz 2008 | 16:39ben de nohutlarla soyle bir aktivite yaptırıyorum;
dar agızlı bir şişenin içine nohutları atmak:)
ilk etapta tektek atarken ,sonrasında sıkılp avuclayarak atmaya calısıyor olmadı etrafa sacıp sıkıldıgını belli ediyor:)
aktiviteleriniz supermiş bu arada:)
AyçA :
21 Temmuz 2008 | 19:40süper.. bende deneyeceğim.. bende poker fişleri almıştım bir kutunun üstünü kumbara gibi açıp içine attırmak için.. henüz yapmadım:) ama seninkide çok güzel.. teşekkürler
annevebebisi :
22 Temmuz 2008 | 01:27Alttaki fotosuna bayıldımm bayıldımmm :))
Açalya :
22 Temmuz 2008 | 09:48Birkaç gündür senin bardağa kürdan atma aktivitesini yapıyoruz, çok seviyor. Bu aralar sıkıldı, nohut olayına gireyim ben de. poker fişi kumbara olaı da guzelmiş.
Mızıka çalışına bayılım yahu! ay ne güzel fikirler veriyorsun, hemen ben de alayım bir tane.
AyçA :
22 Temmuz 2008 | 12:34Esracım teşekkürler 🙂
Açalyacım rica ederim.. devamı gelecek 🙂 bir de düdük tavisye ederim.. hem çok eğleniyorlar hemde üfleme yeteneklerini geliştiryor..:)
gebelik :
22 Temmuz 2008 | 19:30Canım yaa. ne süper..:)
Sabahnur :
22 Temmuz 2008 | 23:38Ayca biz direk kumbara işine de girdik. Babanın cuzdanını bulup,kumbaranın basında bitiyor:)
hayal :
23 Temmuz 2008 | 06:03erin muzisyen mi olacak acaba? piyano da oyleydi, bu da inanilmaz basarili.. sanki bilincli caliyor.
Açalya :
23 Temmuz 2008 | 07:46Amazon’dan hemen bir mızıka ısmarladım dün. Bu sabah da nohuttan oynadık, 5 dk dayanabildi. Sonra kaşıkla tabağın içine vurmaya başladı, baktı ki nohutlar heryere saçılıyor, histerik halde nohut saçmaya başladı heryere…bir 5 dk da ben dayanabildim ve hemen nohutları ortadan kaldırdım…akşam olunca böyle ortasında iki nohutun geçebileceği bir delik olan tuz paketini (kutusu diyelim) tuz kabıma boşaltırken kafamda ampul yandı. Yarın sabah kaşık yerşne onu kullanacağım, içine atsın dursun nohutları. Bir de yahu bizim ‘cookie jar’ diye bir oyuncağımız var konuşan kavanoz. Böyle plastikten kurabiyeleri kavanoza atıyorsun aynı kumbara gibi, kurabiyelerin ve deliğin şekli birbirine uyumlu ama kurabiyeleri ters koyarsa girmiyor delikten falan, öyle hileli yapmışlar…kurabbiyeleri doğru attıkça kavanoz sevinç naraları atıor ‘hi! I’m counting cookie jar! let’s count some cookie! yeah! you did! one! can i have another? ‘ falan diye çığırıyor. Dante 10 aylıkken falan güzel güzel oynuyordu sonra sıkıldı (bizim de sabrımızı zorladı kavanozun cırtlak sesi, kaldırdım unuttu onu. Bu aralar çıkarayım yine de sevinsin (senin poker fişi-kumbara oyununa benziyor işte), saymayla tanıştırdım bu aralar, ‘dıng’ ‘dıng’ ‘dıng’ diye kendi kendine sayıyor kitaptaki şeyleri hahahaha.
AyçA :
23 Temmuz 2008 | 11:20Sabahnur paralrla babamız oynatmaz sanırım daha 🙁 biz poker fişlerine talimiz birz daha büyüsün bakalım..
Aybala neden olmasın çok sevinirim müzük hayatında olursa.. hem belki ÖKS annesi olmamanın bir yoludur 😛
Açalya..hayırlı olsun mızıkanız 🙂 bende oyuncakları dönüşümlü çıkartıyorum hatta bir oyuncağı var tahta halkaları çubuğa taktığı daha 7 aylıkken takıp çıkartıyordu ben sonra kaldırmıştım geçenlerde yani neredeyse 10 ay sonra bir daha çıkarttım 🙂 unutmuş 😀 haha takamadı ilk başta baştan öğrendi 😀 delikleri biraz büyük bir tuzluk varsa mesela parmesan tuzluğu ( adı bu mu 😀 ) ona da kürdan sokturabilirsin .. deli işi onlar için 🙂 ama küçük kaslar için harika bir egzersiz.. tabii en fazla yine 5 dk.. sonra ortaya saçılan kürdanlar sonra 5 dakika senin sabrın sonra ” taamaam bitttii” devresi 😀
Ayse Sule :
23 Temmuz 2008 | 13:58Cok ama cok ozel bir cocuk Erin. Icindeki melegi hic yitirmeden buyur ve hayirli bir insan olur insaallah.
Mizika fikri gercekten de harika. Bizim bebegimiz de uflemeyi biliyor ve cok seviyor. Nefesi bosa gitmesin deyip eline mizika versek hic fena olmayacak sanirim. Gerci alt kattaki yasli ve huysuz komsumuz bu ise ne der, ama gene de denemeye deger:)
PS: Size imrene imrene nihayet biz de silkelendik ve gecen haftasonu daglara/okyanus kiyilarina kactik Ayca’cim. Nasil iyi geldi bilemezsin diyecegim, ama sanirim en iyi sen bilirsin:) Allah razi olsun…
hayal :
23 Temmuz 2008 | 14:16bu oks anneligi dusundukce beni cok geriyor.simdi oks kalkti ama sbs var. ben ona da sokmadim diyelim, ya buyuyunce ben bu ulkede okuycaktim sen benim istikbalime engel oldun derse! geriye donup sbs’ye de giremez ne yapariz! 🙁
AyçA :
23 Temmuz 2008 | 14:25daha çok var aybalacım ya o zamanlar gelsin konuşuruz bence :))içimi kasvet bağlıyor düşününce 😛
AyçA :
23 Temmuz 2008 | 23:26Ayşe alt komşuna selam söyle 🙂 mızıka sesi çok güzel 🙂
Sevindim aktivitenize.. fotoğraflarınza baktım hemen.. devamının gelmesi dileğimizle 🙂 ön ayak olmak da güzel bir duygu 🙂 Ayrıca çok teşekkür ederim.. o melek umarım hiç gitmez :)sevgiler.
Ayse Sule :
24 Temmuz 2008 | 15:48Ayca’cim sadece selam soylemiycem, musaaden olursa Erin’in paaat paaat diye evi temizledigi videoyu da seyrettiricem kendisine. Bak kafamizi kizdirma biz Turkler’de boyle coskun coskun ev temizleme potansiyeli var gerekirse o potansiyeli harekete geciririm diye de tehdit edicem:P
Insaallah mevsim elverdigi olcude disarida geciricez gunlerimizi. Bizi imrendirip yollara doktugun icin tekrar tesekkurler:)
burcu :
25 Temmuz 2008 | 18:37sevgili ayça, kitap okuma etkinliğinde ne tür kitaplar kullanıyorsun, masal kitabı mı. İlgisini çekiyor mu? Göktürk kitaplara şimdi daha fazla ilgi göstermeye başladı. Ne alsam acaba? Tavsiyen var mı?
AyçA :
26 Temmuz 2008 | 22:27Burcu ben genelde resimli hayvanlı kitapları kullanıyorum şimdilik.. iş banksı yayınlarının pisi kedi serisi var çok seviyor erin .. bir deitalyanca öğretmek amaçlı italyanca kitaplar almıştım gerçek hayvan fotoğraflarının olduğu ama çiyan bile var yani o kadar çok çeşit var onu çok seviyor tek tek bu ne bu ne yapıyor gibi soruları sormamı seviyor.. kalın sayfalı resimleri büyük 0-2 yaş arası kitaplar.. kitapçılarda çocuk bölümünde bulabilirsin.. birde müzükli kitaplar var pıtırcık sersi gibi onları çok seviyor.. işte çiflikte bir gün kitabı sağda basınca ses çıkartan at eşek tavuk horaz var 🙂 ilk dişleme kitapları var yine hayvanlı taşıma araçlarının olduğu.. müzikli kitaplarda ilgisini çekebilri..