Çünkü yaşam bize armağan!!
İhtiyacın olandan fazlasına sahipsen fazlasını ihtiyacı olana verirsin, bu şekilde itibar kazanırsın. Güvende olma da bu şekilde sağlanır.~ Charles Eisenstein
Her sene Dedetepe’ye gidip döndüğümde içimde yeni tohumlar filizleniyor. Bu sene Gezi olaylarından sonra çoğumuzun içinde farklı farklı ama ortak paydada buluşan açılımlar oldu, forumlar düzenlendi, daha iyiye nasıl gidilebilir konuşulmaya başlandı, “bir” olmanın hafifliğini yaşıyoruz bence son aylarda ya da en azından çevremde benimle birlikte farkındalığında artış gösteren bir kesim olduğunu düşünüyorum. Bu Dedetepe Temmuz ayından bana kalan harika bir tohum oldu sevgili Senem’in içime attığı: Armağan Ekonomisi! Dikkat TAKAS yada HEDİYE değil. Takas ile bir farkı var. Takas bir şeyin karşılığında bir şey vermek demek; armağan ise verme arzusuyla, şükran duygusuyla hiçbir karşılık beklemeden verdiklerimiz anlamına geliyor. Bu bedava yaşamak ya da durduğumuz yerde bize armağanların verilmesi anlamına da gelmiyor. Armağan vermekle başlıyor ve en önemlisi bu zincirde bir kişide sönümlenmemesi gerekiyor. Siz sürekli verdiğinizde kendinizdekileri tüketir hale gelirsiniz oysa burada bir akış olması son derece önemli. Armağanı verdiğiniz kişi size bir şey vermek zorunda değil ama gönlünden bir şey vermek geçerse ne güzel ama size vermiyorsa bile zinciri devam ettirebilmek adına kendi armağanlarını yaratması gerekiyor. Bu armağan bir eşya, kıyafet, kitap olabileceği gibi, hizmet, zaman da olabiliyor.
“Armağan zihniyetine adım atarken bırakın duygularınız yönlendirsin sizi. Verdikleriniz bir erdem standardına ulaşma çabasından değil, minnetten doğsun. Belki de ilk adımlarınız küçük olacaktır: fazladan bir şey eklemek, herhangi bir ödül gündeminiz olmadan küçük iyilikler yapmak. Bir işletmeniz varsa, küçük bir parçasını armağan modeline çevirebilirsiniz belki. Hangi adımları atarsanız atın, geleceğin ekonomisine hazırlanmakta olduğunuzu bilin.” Kutsal Ekonomi – Charles Eisenstein
Armağan ekonomisi nedir?
Armağan ekonomisi, insanların vermek üzere bu dünyaya geldikleri armağanları keşfettikleri, bu armağanları bütünün hayrına özgürce, koşulsuz olarak ve severek verdikleri ve kendilerine verilen tüm armağanları da (hava, su, gıda, sağlık, dostluklar, öğretiler, dayanışma, ve hatta para ve aklınıza gelebilecek her şey) şükran ile kabul ettikleri bir sistemdir. Kaynak : http://surdurulebiliryasam.wordpress.com/2013/07/16/armagan-cemberi-nasil-yapilir/
Buradan –> http://www.yesilist.com/new/cms.php?u=bes-soruda-armagan-ekonomisi&id=1102
Buradan –> http://surdurulebiliryasam.wordpress.com/armagan-ekonomisi/
biraz daha detaylı bilgi okuyabilirsiniz ?
Ben bu yazıyı neden yazdım ?
Bu çemberin bir parçası olmak istiyorum!
Öncelikle eve gelir gelmez yıllardır kütüphanemde duran, okumuş olduğum ama artık başka okuyucularla tanışması gerekliliğini düşündüğüm kitaplarımı ayırdım. Bu kitapları bir kaç yol ile armağan olarak vermek istiyorum. Tek isteğim alan kişilerin de okuduktan sonra bir başkasının okuması için bir yol bulması. Tek tek kargo ile gönderebilirim ancak kargo da bir taşıma yaratıyor ve mekanik geliyor bana o yüzden yüz yüze iletişim için belirleyeceğim bir tarihte kitaplarımı alıp Maçka parkına gideceğim ve hem gelenlerle sohbet etme fırsatını bulacağım hem de kitaplarımı yeni okuyuculara teslim edeceğim. Bu etkinliğime eşlik etmek isteyen varsa kendi armağanlarıyla beraber gelip katılabilir hem ne güzel olur ! :=)
Bir diğer yolum ise çantamda her zaman fazladan bir kitap taşıyıp kahve içmek ya da iki dakika soluklanmak için oturduğum yerden kalkarken içinde bir not ile kitabı bırakmak.
Bir de giymediğim temiz kıyafetlerimi ayırdım. Benim evimde artık görevlerini tamamlamış ama başka bir eve yeni enerji katacağını düşündüğüm kıyafetleri temiz bir şekilde yine parkta armağan ediyor olacağım. Annemin arkadaşları ya da kendi arkadaşlarım verilecek kıyafet torbası hazırladıklarında en büyük zevkim karıştırmak ve kendim için bir kaç parça kıyafet almak! Sönümlendiğini düşünülen enerjinin benim üzerimde tekrar can bulması paha biçilemez! O yüzdendir ikinci el mağazalarını da çok severim ben!
Bu verdiklerim için özellikle bir karşılık beklemiyor olacağım yani takas olmayacak bu ama alacak kişiler gönlünden benimle bir armağan paylaşmak isterse kabul edeceğim.
Bu park buluşmasında yanımda #capulcubilezigi iplerim de olacak :=) dileyene öğreteceğim. Bu da bir başka armağanım olacak.
Bir armağanım daha var aslında nasıl yapacağımı henüz bulamadığım yolunu bulunca onu da paylaşacağım :=) ama 0-1 yaş bebek anneleri hazırlanın kısa zamanlar için zehir gibi bir yardımcı geliyor !!
Son olarak da çocuklarımızın doğum günleri için bir önerim var : Doğum günlerinde yeni oyuncak almak yerine evden kendi çocuğumuzun artık oynamadığı ve kendi rızası ile arkadaşına götürdüğü hediyeleri tercih edelim mi ? Biz dedetepe’de Sevgili Nehir’in doğum gününü harika bir ritüel ile kutladık. Yere serilen bir kumaşın üzerine herkes gönlünden kopan birşeyi bıraktı: bir çiçek, bir not, bir resim, bir bilezik v.b daha sonra küçük bir şarkı ile ( çocuklardan birinin söylemesi ne güzel ! :)) ritüel başladı. Daha sonra küçük büyük herkes söz alarak Nehir için yeni yaşı için dileklerde bulundu. Kimi oyuncak diledi Nehir için kimi renkli kalemler kimi harika insanlarla tanışacağım bir yıl olsun dedi ve daha bir çok dilek. Tüm sene boyunca bu dileklerin kendisiyle olmasını en çok diledik. Bu da harika bir doğum günü kutlaması oldu! Şeker yüklemesi yapmadan, yeni bir çok belki de hiç oynanamayacak oyuncak SATIN almadan.. konudan konuya atlamış gibi görünsem de aslında değil :=) bir örnek teşkil etsin istedim.
Bu arada
http://groups.yahoo.com/group/freecycleistanbul/
linkleri işinize yarayabilir..
Ben bir tohum attım .. içimizde yeşermesi dileğimle..
Tarihi belirleyince hemen duyuracağım.. görüşmek üzere..
playa basınca sol altta çıkan alt yazı kısmından türkçe alt yazıyı seçebilirsiniz.
Yorumlar (6)
Berceste :
30 Temmuz 2013 | 18:01Aramiza bir kez daha hosgeldin 🙂
Filiz Telek’in icimizde yeniden yeserttigi bu guzellikleri paylastin 🙂
Sevgiyle…
Ayça Oğuş :
31 Temmuz 2013 | 00:44:=) zaten aranızdayım hep, hep paylaşıyordum ama bu şekilde çerçevesini çizip yazmak iyi geldi :=) teşekkürler..
Muhterem Güner :
31 Temmuz 2013 | 00:15harika fikirler , İstanbul da yaşasam gelip sohbet edeceğim kişiler arasındasınız …
bende bu kıyafet işini kendi memleketimde yapıyorum ve ihtiyac sahibine gidince içimi huzur kaplıyor …
Ayça Oğuş :
31 Temmuz 2013 | 00:46aslında ihtiyacı olanlara vermek önemli ama benim amacım ihtiyacı olmayan ama sürekli yeni birşeyler alan kişileri dönüşüme teşvik etmek. benim giymediğim bir kıyafet ya da okuduğum ve görevini tamamlamış bir kitap senin olursa para verip almak yerine benimkini değerlendirmiş olursun .. anlatabiliyorum umarım :=) ihtiyacı olana da ayrıca veriyorum o ayrı ama alma gücü olan birinin almak yerine takas ederek daha az tüketmesini sağlamak daha hoş geliyor kulağıma.. belki gelirsin istanbula haber et :=)
Emre Ertegün :
31 Temmuz 2013 | 15:28Merhaba, birkaç link paylaşmışsınız ya, seçenekleri artırmak istedim. ((:
http://blog.zumbara.com/turkiyeden-paylasim-ekonomisi-ornekleri/
Sevgiler,
Emre
Ayça Oğuş :
31 Temmuz 2013 | 22:38çok teşekkürler :=))