Henüz yorum yapılmamış

Bunlar da mı insan

“Bir şeyi duymak ve okumaktan farklıdır görmek. Birisi sizi hassas olmakla suçlarken aslında sizin kendi hayatınızı daha fazla paylaşamamaktan duyduğunuz utancı hissetmemek için daha fazla nedene sığınmış olduğundan, sizin utancınızı da bastırmaya çalışıyordur bir yandan. Aslında utancınız ortaktır. Sizin cesaretle ortak çıkamadığınız, kendi rahatlıklarınızdan ödün vermediğiniz yaşamınıza duyduğunuz yabancılık, bu yaşam içinde duyduğunuz huzursuzluk için: “sen çok hassassın.” diyecektir. Gördükten sonra aynı kişi olamazsınız. Duymak gibi değildir görmek. Okumak gibi değildir. Gönül aynanızda belirmiş ise bir de yansıması, bedeninizi dar eder ötekinin acısı. Hassaslık değildir bu. Görülmüştür. Aile denen yapı ile sınırlı sayıda insana yardım verme gafletine düşüp, büyük aileyi ihmal eden insanlığımız.”
〰️Alıntı www.yolizi.com

Benim gönlümün hangi aynasından yansıyor bilmiyorum. Ne zaman bir savaş gördüm ya da hangi savaşın bana aktarılmış bir acısı var bunları bilmiyorum açıkçası bunu araştırmıyorum. Bu acı benim değil bunun farkında olarak devam ediyorum ancak bu savaşlarda acıyı derin hissediyorum. Bunun bugün farkına varmadım ancak farkına vardığım şeyin ne olduğunu bugün idrak ettim diyebilirim.
Lise 2 ya da 3. Sınıftayken Se Questo é uomo diye bir kitap almıştım okulun kütüphanesinden. Göz yaşları içinde okuduğumu hatırlıyorum. Aynı sene Ankara’ya Anıtkabir ziyaretine gittiğimizde İtalya büyükelçisi bizi yemeğe davet etmişti, bizim liseden birkaç öğrenci ve öğretmen gittik. Sofrada en son okuduğumuz kitabı sormuştu. Duraksamadan  Primo Levi dedim. Se questo é un uomo. Ani bir bakış attı bana. Çok etkilendim dedi. Gözlerim dolmuştu. Büyükelçinin de!
Hiç hatırımdan çıkmadı bu anı.

Çok sonraları bu kitabın Türkçesini buldum. Geçenlerde kolilerin içindeki kitaplara bakarken elime geldi. O günden beri koltuk kenarında duruyor. Bugün yeniden okumaya başladım ve Kitap önerisi ile gelmek istedim buraya. Ben yeniden okuyacağım.

Kitabın başındaki o yaştaki Ayça’yı çok etkileyen şiiri de bıraktım. O zamanlar Ayça Öztürk olarak imza atıyormuşum 🙂  Gülümsetti bu. Benzer kitap öneriniz varsa yazın lütfen. 
Filmler de var elbette
Hayat Güzeldir
Piyanist 
Schindler’in Listesi
Çizgili Pijamalı Çocuk ( Kitabı da var )
Beyond the Gates  
Belvedere 
hatta Naim Süleymanoğlu’nun filmi de. Savaş olmasa da bir savaş en nihayetinde
Varsa film aklıma gelmeyen ekleyin.

Siz ki güven içindesiniz
Sıcak evlerinizde
Siz ki akşam eve döndüğünüzde
Sıcak yemek ve dost çehreler buluyorsunuz
Düşünün bir, bir insan mıdır
Çamurda çalışan
Huzur bilmeyen
Yarım ekmek için mücadele veren
Bir evet ya da hayırla ölen kişi
Düşünün bir, bir kadın mıdır,
Saçları, adı olmayan
Artık anımsama gücü olmayan
Gözleri boş ve bağrı soğuk
Kışın bir kurbağa gibi.
Bunların olduğunu düşünün:
Sizlere yöneltiyorum bu sözleri.
Onları yüreğinize kazıyın
Evinizdeyken, yolda yürürken,
Yatarken, kalkarken;
Çocuklarınıza yineleyin bu sözleri.
Yoksa eviniz yıkılsın,
Hastalık dert olsun başınıza,
Çocuklarınız yüz çevirsin sizden.

Bugün İsrail – Filisitin savaşını canlı yayında evimizde kahvemizi yudumlarken izliyoruz.
Paralize bir şekilde izliyoruz. Kendimiz sağaltmak için ya görmedim duymadım yapıyoruz ya online alışverişe veriyoruz zihni. Uyutma uyuşturma hali.

İşte tam da burada edebiyat duyularımızı uyandırıyor.

Okuyalım!

Hafızayı güçlendirelim.

Boykot, dua, paylaşım elimizdeki şu an için tek silah.

Paylaş :=)

Yorum bırak