Bugün İtalyadaki 3. günümüz ve Grosseto’da kalmaya karar verdik. Sabah erkenden uyanıp kardeşimle arkadaşlarının barına ( Caffé Ricasoli) gidip güzel bir sabah kahvesi içtik. Her yer o kadar sakin ki tüm ayarlarım bozulmaya başladı 3. gün itibariyle. Trafik yok, itiş kakış yok, insanlar “günaydın” diyor, arabalar karşıdan karşıya geçerken yol veriyor. Erin’İn en çok bu hoşuna gitti: karşıya geçeceği zaman çok keyifli, yavaştan alıyor, araba bekliyor, biz gülüşüyoruz 🙂 Perşembe günleri Grosseto’da pazar kuruluyor: yiyecek ve giyecek.
Eve gidip küçük bir kahvaltı yaptıktan sonra hepimiz pazara çıktık. İkinci el tezgahlarından Erin’e ciciler ve bir de kendi seçtiği İtalyanca kitapları aldıktan sonra kısa bir kahve molası vermek için bir barda oturduk. Uzun süre orada oturduk. Erin kitabını okudu, anlamasa da okudu. Kitap en sevdiklerinden biri : Küçük Prens’in maceraları. Özellikle Türkçesini daha önce okumuş olduğunu tercih ettim. Aşağıdaki fotoğraflara bakarsanız hemen her yerde o kitap elinde! :=)
Kahvelerimiz bittikten sonra kısa bir Grosseto turu yaptık. San Lorenzo Katedralinin önündeki meydanda biraz güneşlendikten sonra Tuğçe ve Alex ile öğlen yemeği için buluştuk. Al Numero Nove diye bir restorana gittik. Bugünün menüsü makarna ve bira! Üzerine Cantucci ve Şarap. Cantucci Toskana’ya özgü bir çeşit bademli, anason ve vanilya ile tatlandırılan sert bir İtalyan kurabiyesi. Kahveye batırılarak yenilebildiği gibi Toskana Bölgesi üzümleriyle yapılan tatlı şarap Vin Santo’ya batırılarak da yeniliyor. Bu şarabın tadı biraz keskin, yarı kurutulmuş üzümden uzun bir fermantasyon sonucu elde ediliyor. Katedral hakkında bu kadar bilgiye sahip değilim iş yeme içme olunca detaylar önem kazanıyor başka kültürlerde benim için;)
Yemekler ve tatlıdan sonra Grosseto’da turumuz devam etti. Önce meydanda biraz top oynadıktan sonra yeşillik bir yerlere gitmenin iyi olacağına karar verdik. Şehrin etrafı surlarla kaplı ve bu duvarların üzerinde yürünebiliyor. Aynı zamanda küçük yeşil alanlar var surların üzerinde. “Toskana güneşinin altında” yatmadık demeyelim diye çimenlere yayıldık yine. Hava muhteşem, kelebekler baharı müjdeliyor ve gelip üzerimize konuyorlar. Alex ve Erin bol bol futbol oynuyor. Yine gün sakin geçiyor ve saatler sanki daha uzun! Surların üzerindeki yürüyüş bizi bir çocuk oyun parkına getiriyor. Tüm günün kurgusu Erin için! Parka oynuyoruz hep beraber, sonra dondurma! İstisnasız her öğün arasında dondurma!
En çok bu arabaları seviyoruz, ayaklarının yetişebileceğini düşünüyor kullanabilmek için bizimki. Orada yaşasam sanırım alacağım tek araba fiat 500 olurdu!
Akşam yemeği için yine Grossettoda kalıyoruz. Alex ve Tuğçenin arkadaşları Novella ve Marco da bize eşlik ediyor. Gustangolo (ya da web sayfası ) da şarap ve tadımlık!! şarküteri , peynir ve mezeler ile oldukça fazla bir akşam yemeği yiyoruz. Erin bize ayak uydurmakta bu sefer daha başarılı ve olgun! Oturduğu yerde göndermek için aldığımız kartpostallardan İtalya’yı çizyor uzun uzun. “Transformers”lar masamıza misafir. Uzun bir sohbet mekanın güzelliğine eşlik ediyor; yiyoruz yiyoruz yiyoruz! Fiyatları merak eden olursa bunca yemek adam başı 20€ gibi bir tutara sahip! TL ‘ye çevirmeyelim sinirimiz bozuluyor!! Bu sefer tatlı yemeden kahve bil içemeden kalkıyoruz. Yarın uzun bir yol erken saatlerde bizi bekliyor olacak o yüzden dinlenmeye çekiliyoruz.
Fotoğraflardan sonra Toskana’da çiftlikleri, termalleri gezeceğiz.
Comment(1)
@glsvim :
5 Mayıs 2014 | 14:53RT @AycaOgus: teker teker geliyor :=) sırada 3. gün .. 4. günü bekleyin :=) http://t.co/bsAgQa50I5