Oyun grubu için bizimle görüşmeye ilk geldiğinde sevgili Süreyya’ya doğa aşkımızdan bahsettiğimizde bizimle bir röportaj yapmayı teklif etti. Biz de kabul ettik. Aralık sayısında okuyabilirsiniz.
Pek tabii Alpay’ın adı ilk cümleden yanlış :=) ama olsun sorun yok .. Süreyya’yı seviyoruz biz.. ailemizin güzel muhabiri oldu kendisi..kontrol eden arkadaşların hatası biliyoruz. Keşke yazıları yayınlamadan bir okutsalar ..
Neyse 3 sayfa ayırmış ve de fotoğrafçı Efe arkadaş harika fotoğraflarımızı çekmiş.
Ellerine sağlık ikisinin de diyelim..
Güzel hatıralar bunlar :=)
Yorumlar (10)
askin :
11 Aralık 2009 | 11:24aycacim, cok hos bi reportaj fotograflar da cok güzel, ama ikidir doga üzeri, biraz da senin zirvlerini iceren bir reportaj yapsalar diyorum, cok daha ilginc derinlikli biseler cikacagina eminim;) alpay in isminin yanlis olmasi cok önemli diil zate reportajda etkisiz eleman:P yolunuz acik olsun, sevgiler hepinize
AyçA :
11 Aralık 2009 | 12:39hahahaha:=)) benim zirveler çok geride kaldı aşkıncım:=) ben şimdi erinle baştan öğreniyorum hepsini..
alpay da en etkili eleman o olmasa ben nassı yaparım tüm bunları :=))
öptüm
askin :
11 Aralık 2009 | 13:08alpay in etkisi taa buralardan hissediliyo valla:P Alpay´a da selam yola devam:D
ben senin doga zirvelerinden bahsetmemistim zaten hani geride kaldi dediklerin onlarsa, senin baska bir sürü yaptigin seyden bahsetmistim;) Erin basli basina bi zirve zate de onun yaninda ve onla yaptiklarin her biri cok cok zor ve cok üretime yönelik seyler. Bu kadar üretken olmak bunun sürekliligini saglamak, kisilik haline getirmek (ve mesela annelige hapsolmadan anneligi ikinci dogan haline getirmek) gibi muhtesem zirvelerden bahsediyorum. Dagcilik aticilik tutuculuk hic yapmadim(tenis topunu atip tutmayi saymassak:P) yani ucmadim konmadim da ama insanin kendi dogasina yolculugun detaylariyla ruhuna islemenin yaptigin isle bütünlesmenin ve yinede o isin kölesi olmamayi basarmanin en az dagcilik, doga sporlari vs kadar insanin ruhunu isledigini düsünüyorum. Zaten dogaya yolculugu da kendine yolculugun bir parcasi yapmassan ve salt heyecana indirgersen saniyorum cok anlamli olmaz. Nesse uzadi umarim anlatabilmisimdir olmadiysa yunanca yaziim:DD
AyçA :
11 Aralık 2009 | 14:35Tam da doğru noktaya bastın: doğya olan yolculuğum kendime olan yolcuğum ile başladı.. kendi kabuğumu kırmaya başladığım döneme denk gelir. Hep derim 22 yaşoından önce ben başka bir ayçaydım sonra kabuk kırma sancıları başladı ve o sancıları doğaya giderek azalttım diyebilirim. demek istediğini çok iyi anladım. son zamanlarda doğada zirve yapacak ortamı kendimde yaratamadığım için belki de bu cevabı verdim..kendime bazen kızıyorum ama dediğin gibi başka zirvelerim var benim:=) her zirve yolunda olduğu gibi yorulduğum dönemler oluyor o zaman mola verirsin yürüyüşüne bir kaç şey atıştırır sıcak bir şeyler içer içini ısıtırsın..şimdi bu günlerde biraz mola vermiş durumdayım :=)
neyse ben de uzattım ..
bu arada geçen gün bir radyo programına katıldım senden de bahsettim adını vermeden 😀 heheh 17 aralıkta yayında olacak sen de dinlersin internetten ..
öptüm
yunanca yazma bir sonraki yaşamıma kaldı onu öğrenmek gibi hissediyorum artık :DD
askin :
11 Aralık 2009 | 19:01hangi radyo hangi radio???
AyçA :
11 Aralık 2009 | 20:23bit tabii açık radyo :=)) hankisi olabilir ki di mi 😛
AyçA :
11 Aralık 2009 | 23:40Aşkın Perşembe günleri saat 14:00’da 94.9 Açık Radyo’da yayınlanıyor. Doğum günü adlı program Nur ve Başak sunuyor .. sanırım burada biraz senin dediğin noktadan baktık bana: doğal annelik üzerine konuştuk:=) öptüm
banu :
11 Aralık 2009 | 23:03ayça merhabalar… erin’in odasının resimlerini koymuş muydun hiç bloğuna…sanki hatırlıyor gibiyim ama bi turladım geçenlerde bulamadım…ben de 29 haftalık hamileyim bebeğimizin odasını hazırlıyoruz… elimde de masif çam ikea’nın şifonyerleri vardı onlara ilave bişeyler yapmayı düşünüyorum da…erin’in de sanki öyle bir odası vardı fikir olsun diye bakmak istedim….bulamadım 🙂 yardımcı olursan sevinirim…yoksa da belki bana maille ulaştırırsın 😛 sevgiler maceracı her röportajda kocasının ismi değişen güzel anne :)) (geçen biyerde daha olmuştu dimi?)
AyçA :
11 Aralık 2009 | 23:33Banu merhaba.. bebeğini sağlıkla kucaklamanı dilerim öncelikle.
evet vardı odası (http://www.pi.web.tr/?p=236) ama o halinden sonra çook çok değişti tabii şu andaki halinin fotoğrafı işine pek yaramaz artık çocuk odası
ikeada bizim odamız artık üretilmiyor maalesef 🙁 alternatifi ise masif ham rafları olan adını unuttuğum ürünleri var .. nasıl hatırlayacağım bilmiyorum.
benim bir bebeğim daha olsa ancak yer yatağı olurdu bir de kıyafetlerini koyacak bir dolap ..:=)
Evet star gazetesi komple yanlış yazmıştı 😀
Sana kolay gelsin:=)
Sevgiler..
askin :
12 Aralık 2009 | 12:14tesekkür ederim bilgi icin, mutlaka dinlemeye calicam, aksam dersim var sorun olmaz saniyorum. evet yani biraz da senden bahsetsinler yani dimi ama;))