1

Kış gündönümü

Tüm yazı çeşitli kaynaklardan derlemedir. Keyifli okumalar mutlu yıllar.

“Kederli değilim kış gelse bile, Güneş Tanrı doğdu üzerimize

Güneş Tanrı’nın doğuşu. Özel bir doğa bayramı. En uzun gece ya da en kısa gün.
Güneşin oğlak burcuna 0 derecelik açıyla girmesi. 0 yaşam enerjisinin başlangıcı.

Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkıt ne bilir Mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç sâ’at.
Sâbit

En uzun gecenin hangisi olduğunu takvim yapanlar ve yıldız ilmi ile uğraşanlar ne bilsin! Aşk yüzünden gam müptelası olmuşa sorun ki geceler kaç saattir!

Türklerin Nar-Dugan, Norsların Yule, Keltlerin ve Druidlerin Alban Arthan, Romalıların Mitra’nın doğuşu ya da Saturnalia olarak bildikleri bu doğa bayramı mevsim döngüsünün çarkının sonunu ve yeni başlangıcı temsil eder. Kış artık karanlığını aydınlığa bırakmaktadır. Aynı zamanda Yahudilerin “Hanuka bayramı” Hz İsa’nın doğumu olarak belirlenen “Noel” bu tarihlere denk gelmektedir.
Pers mitolojisine göre 23 Eylülde yaşlı kral (tanrı) yer altına gönderilir ve 21 aralık günü oğul veya genç sevgili olarak yer yüzüne geri döner. Azerbaycan’da Horrem Ruz ( kutlu gün) olarak geçen 21 aralık Ermenilerde Navasard diye adlandırılmış, en eski tek tanrılı inanış olan zerdüşlükte de yeni yıl başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Bizde de “erbain” olarak adlandırılmıştır . Hicri takvime göre 22 Aralıktan 31 Ocağa değin süren kırk günlük kış dönemidir. Halk arasında zemheri diye bilinir. Kışın en sert zamanı olduğundan karakış diye de anılır. Esen sert rüzgârlar da erbain veya zemheri fırtınası olarak da anılır.
Gün dönümünden hemen sonra başlar.

Efsanelere göre “ehrimen” uzun karanlık gecelerde zulmünü arttırdı zemheri soğukları bile onun elinden çıkmaydı bu sebepten umut dolu kalpler ateş yakar ışığına ve sıcağına sığınırlardı. Bir anlamda nur tanrısı ” yezdan” sabaha doğup yardıma gelene kadar kötülüğe direnirlerdi. (Ehrimen : Zerdüştlük inanışında, kötülük ve karanlıkları temsil eder. Yezdân tüm hayırların yaradanı olan “Hayır Tanrısı” )

En uzun ve en karanlık gece ateşler yakılarak geçirilirdi eski zamanlarda. En uzun gece olması sebebiyle gece bitip gün doğana kadar yemekler yenip eğlenceler düzenlenirdi. Bölgelere göre kutlamalar değişmekte ancak başta karpuz ve nar yiyecek olarak kullanılırdı. Amaç gecenin karanlığında gelecek kötülükleri engellemek, güneşin doğuşunu karşılayarak bu kötülüklerin bitişine şahit olmak denilebilir. Masallar, öyküler, şiirler hep öncelikle karanlığı kesen güneşe olmuş bu gecelerde.

Susen Ahmedi de İran’ın “en uzun gece geleneği” Şeb-i Yelda kutlamalarına ilişkin şunları anlattı:

“Bu gecede balık ve pilav yapıyoruz. Bu İranlıların bir geleneğidir. Nar, karpuz ve kuruyemiş alarak büyüklerin evinde toplanıyoruz. Küçükler ve büyükler Şeb-i Yelda kıyafetleri giyiyor. Bir sonraki gece birbirimizi bir daha göremeyebiliriz. O yüzden bir araya gelerek güzel vakit geçiriyoruz.”

Nar yemek ve ikram etmek de ritüeller arasındadır. İnanışa göre;

Bu gece nar yerseniz yıl boyu hiçbir hastalık size yanaşamazmış,

Kapınızın önünde nar kırarsanız yıl boyunca nar gibi bereketiniz olurmuş,

Konuklarınıza nar sunarsanız, gönül kırgınlıklarınız geçer, küskünlükleriniz diner, yürek yaralarınız azalırmış

Nar evinize girerse yıl boyunca tam da bu gece olduğu gibi karanlık kısalır biter, aydınlıklarınız olurmuş.

GELENEKLER ~ Alıntı

Evi Arındırın
Aralık ayında mutlaka güzel enerjilerin ve umudunun neşenin girebilmesi için evi arındırın. Bunu yapmak oldukça kolay. Alacağınız bir adaçayını tütsüleyerek, tüm evde dolaştırabilir ve evi arındırabilirsiniz. Bunun yanı sıra sirke ve tuzlu suyla evi silmek evin arınmasını hızlandıracaktır.

Hediyeleşin
Hediyeleşme geleneği Kış gündönümü kadar eskidir. Eski Türkler akçam ağacı altına birbirleri için hediyeler bırakırlardı. Aynı şekilde Norslar ve Keltler birbirlerine hediye verirlerdi.
Hediye vermek, koşulsuz ve sevgiye dayalı bir enerji alışverişidir. Siz o kişiye bir hediye verdiğinizde sevginizi ve güzel niyetinizi –iyi dileklerinizi- vermiş olursunuz. Bu yüzden bu Aralık ayı sürecinde ister 21 Aralık ister yılbaşı, hiç fark etmez, birbirinize hediye alın. Hediye ederken mutlaka güzel bir niyet cümlesiyle hediye edin, ki o hediye yıl boyu o enerjiyi yaysın. “Bu sana bereket bolluk getirsin tüm yıl.” “Sağlık sıhhat ve huzurla kullan”. Gibi..

Eski zamanlarda hediyeleri herkes kendi yapardı. Bu tahtadan oyulmuş bir totem olabileceği gibi, örülmüş giysiler de olabilir. Eğer hediyeye kendi emeğinizi koyarsanız çok daha güzel olacaktır.

Ağaç Süsleyin
Ağaç süsleme geleneği Hristiyanlıktan gelmiş gibi gözükse de çok daha eskidir. Pagan geleneğidir. Ağaç olarak genelde “çam” ya da “meşe” kullanılırdı. Çam, her daim yeşil kaldığı için ölümsüzlüğü ve yeniden doğuşu dolasıyla çamın süslenmesi Güneş’in yeniden doğuşunu temsil ederdi. Keltler Ateş ve güneş sembolü olan Meşe ağacı altında ritüellerini yaparlardı. Eski Türkler Akçam altında yaparlardı.

Lütfen ağaç süsleyecekseniz kesilmiş ağaç kullanmayınız. İki ihtimaliniz var; ya sentetik ağaç süsleyerek evinize dinamik neşe enerjisi getirebilirsiniz ya da küçük fidan şeklinde bir çam ya da ağaç alıp onu süsleyip, uygun vakitte adak olarak toprağa ekebilirsiniz. Ben fidan olarak alıp bahara doğru ekmeyi tercih ediyorum. Böylelikle doğaya da katkı sağlamış oluruz.

Ağaç süsledikten sonra dileklerinizi küçük bir kağıda yazıp ağaç altına koyabilirsiniz. (Doğaya gömerken bu dilekleri de gömmelisiniz). Böylelikle ağaç büyüdükçe dileklerinizde büyüyecek ve köklenecektir.

Ateş Yakmak ve Yule Kütüğü
21 Aralık sürecinde en önemli gelenek ateş yakmaktır. Mutlaka ama mutlaka evinizde ateş yansın. Bu yakacağınız mumlar da olabilir. Ama bir ateşin sürekli yanması, yükselen güneşin umut enerjisini evinize çekmeye ve bereketi arttırmaya yeterdir.

Eski zamanlarda Yule Kütüğü dedikleri bir gelenek vardı. Şehirde büyük bir şenlik ateşi yakılır, ateşte büyük bir kütük kullanılırdı. Bu kütüğün yanışı güneşin doğuşu ve onurlandırılması anlamına gelirdi. Kütük yandıktan sonra oradaki külü herkes evinin eşiğine sürerdi ki tüm yıl korunsun ve bereket gelsin. Siz de şömineniz varsa bir meşe odununu niyetle ritüel olarak yakabilir, külünü kapı eşiklerine serperek korunmak için kullanabilirsiniz.

Meşe Palamudu ve Aralık Sepeti
Meşe güneşi temsil ettiği için meşe palamudunu salonunuzda bulundurmak yıl boyu sizi koruyacak ve güneşin sıcak enerjisini getirecektir. Meşe palamutlarını toplamadan önce ağaçtan izin istemeyi unutmayın.

Ayrıca yapacağınız bu sepetin içine karanfil, tarçın, doğal taş (ametist), meşe palamutlarını da koyarak salonunuza yerleştirebilir ve tüm yıl o enerjiden faydalanabilirsiniz.

Evinizi ve Kendinizi Renklendirin
Kırmızı, beyaz ve yeşil bu sürecin en önemli renkleridir. Bu renk kombinasyonlarıyla evinizi süsleyebilirsiniz. Kırmızı beyaz ve yeşil ipten öreceğiniz küçük totemler yapıp evinize asabilirsiniz.
Hatta yılbaşında kırmızı çorap, kırmızı iç çamaşırı giyme söylenceleri de buradan geçmiştir. Kırmızı güneş ve ateşin rengi olduğu için, bu enerjiyi celp etme yani çekmek için uygulanır. Mutlaka kırmızı tonlar kullanın ve evinizde kırmızı eşyalar barındırın bu süreçte.

Kapıya çelenk asma, ökse otu asma
Bir diğer gelenek ve uygulama da kapıya çelenk asma geleneğidir. Eskiler çobanpüskülü ya da ökse otu asarlardı. Ökse otlarından çelenk yaparak kapıya asabilir ve evinizin yılbaşı boyunca korunmasını garantiye alabilirsiniz.

İçinizde neşeyi ve umudu taşımak
En önemli gelenek ise bu süre zarfında, tüm soğuğa rağmen, güneşin yükseldiğini ve tekrar sıcakların başladığından emin olarak neşe ve umudu yüreğinizde taşımaktır. Bu aslında metaforik bir anlatımdır. Burada amaç, her ne kadar soğukta, yalnızlıkta, ölümde ve bitişte olsanız da, güneşin ve ışığın doğmak üzere olduğunu, her şeyin geçeceğini ve bu yüzden hiçbir şeye takılı kalmadan neşeyle umutla ilerlemeniz gerektiği bilgisidir.

Tüm doğa bayramları. Tarihler kuzey yarım küre için elbette:=)
Yule
Yer altına inen Tanrı 21 aralık tarihine denk gelen Yule Kış Gün Dönümde, yılın en karanlık ve en uzun günü kutlanır ve bu günde doğanın dünyamıza ışığı ve sıcaklığı geri getirmek için tekrar doğduğu hatırlanır.
Imbolc
1 Şubat Tanrı (güneş) ve Tanrıça (ay) evlendiği gündür. Baharın gelişi demektir.
Ostara
21 mart ilkbahar ekinoksu (nevruz) Bu küçük bayramda ışık ile karanlığın mükemmel bir dengede olduğu hatırlatılır. Ancak, ışık karanlığı yener. Günler uzar ve geceler kısalır.
Beltaine 
1 Mayıs. Tanrıça ile temsil edilen toprak artık olgun ve bereketlidir. 
midsummer (Litha)
21-22 Haziran (yaz ortası) kutlanır. Yılın en uzun günüdür.
lughnasadh 
1ağustos , yılın ilk hasatı ve sıcak yaz günlerinin yakında sona ereceği kutlanır. Baharın bitkileri gelecekte tekrar mahsül vermek için tohumlarını döker. Buğday gibi tahıllar ve meyveler çoktan hasat edilmeye ve toplanmaya hazırdır. Sofradaki yemekler için teşekkür edilir.
mabon 
21 eylül Sonbahar ekinoksu (21 Eylül) Güneş Tanrısının ışığı yitirdiği günlerin başlangıcı olarak kabul edilir
Samhain
31 Ekim ile yıl çarkı sona erer. Hasat biter, Tanrı yer altına Tanrıçanın yanına iner. Yer yüzünün üstünde halk incelen perde için hazırlık yapar, ölü ataları ziyaret eder, kaynaklar yenilenir, bir sonraki yıl için planlar yapılır.

Paylaş :=)

Comment(1)

  1. Yanıtla
    BELTAiNE BAYRAMI – Pinik-Kuş | Ayça Oğuş Blog :

    […] yapar, ölü ataları ziyaret eder, kaynaklar yenilenir, bir sonraki yıl için planlar yapılır.Yule yer altına inen Tanrı 21 aralık tarihine denk gelen Yule Kış Gün Dönümde, yılın en […]

Leave a Reply to BELTAiNE BAYRAMI – Pinik-Kuş | Ayça Oğuş Blog cevap vermekten vazgeç