En sinir olduğum şeylerden biri daha bebecikken çocukların bir pazarlama ürününe takılıp kalması, onun uğrunda televizyon karşısında vakitlerini harcaması, odasının o ürüne ait oyuncaklarla dolu olması, okula başladığında çantasından donuna her yerde o kahramanın bulunması v.b diğer türevleri. Ha ben gençken yapmadım mı? Her yerimde Jim Morrison, Depeche Mode ve Bob Marley zımbırtıları doluydu. E o zaman ben neden buna sinir oluyordum. Tek bir sebep var: Çocuk daha farkında değilken ailesi olarak bizlerin: ” aa bak bu çok güzel “diyerek önüne sunduğumuz zaman koşullanıyor olması. kendisi seçme vaktine geldiğinde eyvallah seçsin seyretsin ama daha çok bebekken buna ne gerek var diye düşünüyorum
Ben bu düşünceler ile boğuşa durayim, ideal anne rolümü üstlenmiş yoluma devam edeyim bu sırada sevgili Şimşek bey evimize sinsice ve hunharca girsin.. olmaz mı? olur işte.
Sonunda oldu artık benim oğlumun da hayranı olduğu üstelik kendisini yarış arabası zannettiği! bir kahramanı var. Karşınızda Şimşek McQueen!
E ben buna sinir oluyor muyum hala ?
HAYIR !
Aksine bayıla bayıla kendisi ile oturup /sözde bıkmadan/ defalarca hem filmini hem de Materın yeni çıkan anılarını seyrediyorum
Hatta olayı daha da ileri götürdüm yılbaşında kendime bir Mater oğluma da bir Şimşek almayı hayal ediyorum!
Bunu dışında dvdleri ve bu iki /sözde oğluma alacağım / iki kahraman dışında da eve herhangi bir şeyini // şimdilik // sokmamayı ümid ediyorum.
Hayat insana laflarını yutturur mu? Ahanda böyle yutturur!
Laf aramıza ben de bir Mater hayranıyım/oldum: ÇOK FENA HEM DE! Mater takma dişlerinden gerçekten bir yerlerde satılıyor mu??
Yorumlar (24)
Pratik Anne :
26 Kasım 2010 | 19:40A benim en evdigim filmlerden Cars filmi. Cidden hem konusu, hem gorselleri ile en kalipli filmlerden. Gonul rahatligi ile ayda 1-2 kere falan full filmi seyrettiririz. Toy story i bile bir kere seyrettik herhalde.
Ayça Oğuş :
26 Kasım 2010 | 20:00BEn de bayılıyorum filme ama ayda bir kereye düşeceği günleri, heyecanla bekliyorum :=) şu andabaşka hiç birşey istemiyor sadece şimşek mater !
Deli Anne :
26 Kasım 2010 | 20:21Bizimkinde de vardı bu çılgın sevgi.. o da içlerinde en karizmatik olan araba.. hım.. adı neydi.. ha kral.. onu çok severdi.. bir ara gözgözü görmüyordu eve şimşek mcqueen’den.. üstelik evde rusça, berbat bir dvd idi filmi.. anlayabildiğimiz kadar izlerdik.. ama geçiyor neyse ki.. bir anda nasıl bilmiyorum, tümden ilgisini kaybetti. koca tır (sevgili MAC) evde yatıyor öylece.. şimd Dinozor zamanı zira… tam dediğin gibi donuna kadar dinozorla doluyuz şimdi..
Ayça Oğuş :
26 Kasım 2010 | 20:26hmm bir sonraki dinazor devri yani .. olabilir .. :=))
Erin kralı da seviyormuş ama en çok mater! :=))
“nekiz aynalarıyla” geri geri gidiyormuş ya o yüzden :=)) bizimki türkçe ama erin kendi diline çeviriyor işte Nekiz = dikiz anlamayan olursa :=)))
Açalya :
27 Kasım 2010 | 04:03Cars! elbette Laykukin! Dante`nin 2 yaşına girdiğinin ikinci ayında, ekranla tanıştığı ilk filmdir! O zamanlar bak ne yazmışım http://acalya.blogspot.com/2009/06/ommm.html
bu konuda.
Bu sevda 1 sene devam etti, hala eski arabaları Doc Hudson, çekicileri Mater, büyük tırları MACK diye çağırır.
Laykukinli yemek takımı, tshirtler, sırt çantası, topu vs. oldu Dante’nin 2 yaşında. Eh malum burası tüketimin merkezi işte, evden adımını attığın an paçandan bulaşıyor.
Hiç full film izlemiyor muydu Erin? ne bileyim Robots, Finding Nemo, Ice Age, Bee Movie, Surfs Up, Shrek, Up, Jungle Book, The Incredibles, Horton Hears a Who, Cat in the Hat, Chitty Chitty Bang Bang, Madagascar, Ratatouille, Toy Story, Wall E
Hellooooo? lütfen yani! Çocuk 4 yaşında neredeyse 🙄
Ayça Oğuş :
27 Kasım 2010 | 07:36Saydığın filmlerin hepsini en az iki kere denedim ben Açalya seyretsin diye!! Şu “Horton Hears a Who, Cat in the Hat, Chitty Chitty Bang Bang” üçünü bilmiyorum.
SEY_RET_Mİ_YOR! sevmiyor adam tv ben ne yapayım. Hele MAdagaskar! sanırım oynu küçük aslan yavrusunun kaçırılışı mı ? oydu di mi ? / tanrım çocuk filmi kültürsüzü kadın ben/ anneeeee kapat bu filmi ben sevmedim diyip ağladı durdu ! Happy Feets sevdi bir ara sürekli ona dadanmıştı shrek sevdi biraz da ona dadandı ama şimdi bu cars başka bir dünya onun için :KENDİNİ YARIŞ ARABASI ZANNEDİYOR :d
hellloo!! ben de bir film seyretse de evi toplasam yemek yapsam diye gözünün içine bakıyorum ama nerdeeeeee :=)) haha
Açalya :
27 Kasım 2010 | 19:16Aman bulmuş da bunuyorsun, seyretmesin yahu boşver ne güzel işte. Ama dediğin gibi işe de yarıyor bir iki işimizi hallediyoruz doğru 🙂
Ayça Oğuş :
29 Kasım 2010 | 11:31Evet biraz tv açınca bir iki iş halloluyor ne yalan diyeyim:=)
Nuran EVREN :
27 Kasım 2010 | 07:19Ayça, ben de zaman zaman bunu düşünüyorum. Gün gelecek hayat bana da laflarımı yutturacak buna hazırım. Ve eminim ben de Emincan ile oturup keyifle çizgi film izleyeceğim. :))
Ayça Oğuş :
27 Kasım 2010 | 07:40Nuran valla ben katı değildim ama saplantılı olması konusunda biraz katıyım ..kendi adıma da birşeye sağlanıp kaldım mı sinir oluyorum kendime :=) bunun gibi .. ama çizgi film seyretmesi kadar doğal birşey olamaz bir çpocuğun.. hele ki açalyanın aşağıda yazdığı filmler! nefis hepsi yüzlerce kere ben de seyrederim :=) ama hayat biliyorsun her türlü lafını tıkıyor gerisin geri insana :=)))
Gorkem :
27 Kasım 2010 | 18:55Rüzgar’ın Cars filmi ve ürünlerine karşı çılgınca ilgisi sayesinde, Disney’e ciddi ekonomik katkıda bulunduğumuzu düşünüyorum. Eh, n’apalım, güle güle harcasınlar 🙂
Kiraz :
28 Kasım 2010 | 08:27Hoşgeldiniz büyük konuşan annelerin dünyasına diyorum… Başka da bir şey demiyorum…
Ayça Oğuş :
29 Kasım 2010 | 11:31hoşbuldum efenim ama ben zaten hep ordaydım :=)
Ömer Tuna'nın annesi Esra :
28 Kasım 2010 | 21:17Ooooo sizde mi? Biz tam 2,5 yaşına bastı tanıştık etkisindeyiz felaket kafayı takmış durumdayız. Uyanır uyanmaz şommak maggun izliyeceğim diye tutturuyor kısıtlı izletmek onu daha fena tutlunu yaptı:))
Ayça Oğuş :
29 Kasım 2010 | 11:32şommak maggun! :=)) öperim ..
Pınar :
29 Kasım 2010 | 11:16Hatırlıyorum Cars filmi daha yeni gelmişti vizyondaydı, gittik ve ortasında çıktık sinemadan. Tabi o zaman Can yok ortalarda… Kim derdi ki sinemasında yarıda bırakıp çıktığımız filmi 20 kez keyifle güle güle her seferinde bir başka ayrıntıyı espriyi yakalayarak seyredeceğim 🙂 Şimdilik sadece oyuncaklarıyla ve filmiyle idare ediyoruz, üstümüzde başımızda odamızda taşımıyoruz neyse ki:) Ha bir de oyuncak hikayesi var, o da ayrı bir güzellik:)
Ayça Oğuş :
29 Kasım 2010 | 11:32Ne vizyonu ayol benim haberim bile yoktu olaydan 😀 eheheh
Oyuncak hikayesini sevemedi /henüz/
Sen bakim nerelerdesin gelmiyorsun ya da denkleşmiyor muyuz ?
Pınar :
29 Kasım 2010 | 11:59Almışındır haberleri 🙂
Artık yoga 2-3 ü bıraktım sırayla yoga1-2 ve önümüzdeki haftadan itibaren de yoga 1 ve sonrasında da hamişler grubu:)
Bir çılgınlık ettik bakalım:)
Yoksa kaçırır mıydım Nicole ablamızı:)
neyse dönüşüm muhteşem olacak diyerek dolanıyorum kursta:)
yoga 4 sınıfı açacaklar benim için söz verdiler:))
bu çarşamba akşamı ordayım kısmetse, sonra da yoga 1 sınıflarında, bekleriz efendim:)
kurstaki ilk dersim bile yoga 1 değildi:) ah ah
Ayça Oğuş :
29 Kasım 2010 | 12:07aaaa haberim yoktu kiii :=)))) hayırlısı olsun o zaman :=))) güzel bir sebepmiş ama..tebrik ederim
Pınar :
29 Kasım 2010 | 12:12teşekkürler:)
herşey yeni baştan…
zaman geçmiyor sanki:)
Bahar :
30 Kasım 2010 | 12:23Bizim de bu aralar takık olduğumuz iki çizgi film var. Everyone’s hero (ben de bayılıyorum 🙂 ) ve diğeri de sevimli dinozor. Sevimli dinozorun sadece belli kısmına kadar heyecanla bekliyor( yumurtadan çıkış anı) sonrasını tam olarak izleyemedik hiç, ama ilkine ailecek bayılıyoruz 🙂 Ama umarım bu takıklık uzun sürmez, yaş 2,5 olunca insan biraz endişeleniyor.
zühal kandemir :
3 Aralık 2010 | 14:12Güney, her sabah ve her akşam şimşek mcqueen in yeni arkadaşlarını istiyor.(bir sürü var evde) Doğumgünüm ne zaman o zaman hepsini alıcam diyor. Bıkmadan tekrarlıyor bunları. 2010 yılbaşında ona bir kumbara aldık para biriktirdi ve çok pahalı olmasına rağmen kendisi biriktirdi diye 8 ay sonra Mac in açılır kapanır tırını aldık. Baştan sona izlediği ilk film budur. Halen çok seviyor. “hey Doc garajını temizleme vakti gelmiş” gibi replikleri söyleyerek günümüze renk katıyor 🙂
Seda C. :
8 Aralık 2010 | 22:30aramiza hosgeldin Ayca 🙂
ashley :
10 Aralık 2010 | 06:47😀 Erin 4 yaşında ben 21 aralıkta 17 oluyorum ve bir ayın hergünü evde en az 3 animasyon filmi izlenir.Bazıları defalarca başa alınır :DSebep ?” hem seviyorum hemde çizimlerime esin kaynağı oluyorlar.Disney’de film yapımcısı olmak- hayaliyle yanıp tutuşunda evinde A-dan Z’ye animasyon çizgi film cocuk filmleri mevcut olabiliyor yıllardır ve annem zaman zaman cozutma safasına ulaşabiliyor.Ellemeyin izlesin çocuklarınız belki ileride çizimlerine ilham olacak o karakterler.