içimdeki cemrelere

Sabah saat 5 buçuk..üzerim de bir hafiflik ..uyandım. Biraz evi topladım birikmiş enerjimle ve bulaşık makinesini yerleştirdim sonra biraz da kitap okudum kendi kendimle. Yeni bitirdiğim Ece Temelkuran’ın ikinci yarısı kitabı..arada elim yine ona gidiyor açıyorum bir sayfa rastgele ve yine bu çıkıyor karşıma, durup durup bu sayfa çıkıyor! “kimin...

Okumaya devam et

ben diyorum ki ..

Bu kadın; Bu sabah kalksa önce saçlarını boyasa sonra kendine bir kahve koysa, yudum yudum camdan bakarak içse, cam açık olsa, soğuk kış gününü içine çekse, sonra giyinip sokaklara vursa kendini, gördüğü pastanelere girse.. yok yok hepsine değil mesela Markiz’e ( hala var mı ? 🙂 ) ..Beyoğlu’nda gezse.. kulaklarında...

Okumaya devam et

Yıl sonu bilançosu

Son yıllarda her sene biraz daha hızlı geçiyor sanki, 2012 nasıl bitti anlamadım bile! Ben büyüdüm, Erin büyüdü, okula başladı, biz büyüdük. Aynaya her baktığımda yılların izlerini yavaştan görmeye başladım bile! Ve artık yıl sonu bilançolarım, dilek listelerim gelenekselleşmeye başladı. Geriye dönüp baktığımda gülerek, eğlenerek okuduğum dilekler biriktirdim son bir...

Okumaya devam et

Yapıcı olmak üzerine

Yapıcı olmak üzerine.. aklıma geldi! Hindistan’da çok ünlü bir ressam varmış. Herkes bu ressamın yapıtlarını kusursuz kabul edecek kadar beğenirmiş ve onu “Renklerin Ustası” anlamına gelen Ranga Çeleri olarak tanısa da kısaca Ranga Guru derlermiş.Onun yetiştirdiği bir ressam olan Racigi ise artik eğitimini tamamlamış ve son resmini bitirerek Ranga Guru’ya...

Okumaya devam et