Şimşir Mekjin!

En sinir olduğum şeylerden biri daha bebecikken çocukların bir pazarlama ürününe takılıp kalması, onun uğrunda televizyon karşısında vakitlerini harcaması, odasının o ürüne ait oyuncaklarla dolu olması, okula başladığında çantasından donuna her yerde o kahramanın bulunması v.b diğer türevleri. Ha ben gençken yapmadım mı? Her yerimde Jim Morrison, Depeche Mode ve...

Okumaya devam et

Fotoğraf

Sene 81 ya da 82 sonbahar olmalı tıpkı bugün gibi arkada balıkçı tekneleri biraz Kalamış kıyıları ya da Fenerbahçe Ayça 4 yaşlarında olmalı, Erin’e benzer bir gülümseme.. Peki Emre ? O da Eloş gibi mi bakacak? Ya ne var bu fotoğrafta gecenin bu saatinde beni ağlatacak.. Mutlu mesut beklemiyor muyuz...

Okumaya devam et

Annem yapar!

Hah! unutmamak lazım! İki gün önce apartmandan çıkarken iki kat altımızdaki hamile komşumuzla karşılaştık. “aa ne kadar kaldı.. kız mı erkek mi” diye klasik aslında hiç mi hiç sormayı sevmediğim ve daha doğrusu bana sorulmasından hoşlanmadığım soruları ayak üstü sorarken kızcağız Erin’ e döndü. “erkek erkek sana arkadaş geliyor, top...

Okumaya devam et

Gökkuşağının altı mı?

Bu Nicole ile ilgili son yazım elbet olmayacak henüz 1 haftamız daha var beraber! Mutluluk buna denir! 4 ders ve 1 tam gün ders yapmış olmanın hafifliğini ruhumda ve bedenimde nasıl da yaşattığımı anlatamam ama ama ama.. bir kaç kelime edesim var yoksa içimde büyüyecek bu hisler! Şu yukarıdaki fotoğrafın...

Okumaya devam et

Nicole Ohme.. Oh be!

Sonunda gün geldi çattı! Shavasanada aklımdan geçen tek bir cümle vardı: “hayatımda yanında olmaktan yüzümde güller açan …” yok yok cümle böyle değildi. ” hayran hayran baktığım, yüzüme yanında olduğumda anlamsızca şapşal bir gülümsenin konduğu, içinden çıkan güzel ışığın yanında durup da biraz aydınlanmak istediğim nadir insanlar var hayatımda! ve...

Okumaya devam et